3) GÜNEŞ' te Canlı Varlıkların olabileceğini hiç düşündünüz mü? Yaşantımızda çok önemli bir yer tutan TESİRLER MEKANİZMASI' nın ne olduğunu biliyor musunuz?

 

Yüzeyinde 5 Bin oC derece, İçinde 15 milyon oC derece Sıcaklık olan Güneş' te yaşam olabilir mi?

 

Bilgi Kitabı  bir çok sayfasında Güneş' in Sol Boyutunda bulunduğu bildirilen TESİRLER MEKANİZMASI  isimli çok önemli bir Mekanizmanın - bir Çalışma Odağının mevcudiyetinden bahsedilir. Bilgi Kitabında, Tesirler Mekanizması ismi 58 kere geçmektedir.

Bilgi Kitabı  açıklamalarına göre TESİRLER MEKANİZMASI, bazı cümlelerde Güneş' in sol boyutunda, bazı cümlelerde ise  Güneş' in sol  tarafında  yer alan bir Enerji Yansıma Merkezidir.

 

Sol boyut veya Sol taraf tabirini, Güneşin Sol tarafı olarak algılamamak lazımdır. Zira Güneş devamlı dönüş halinde olduğu için Solu-Sağı hep değişkendir. Ayrıca kişinin duruş açısına göre sol-sağ  tarifi değişkendir. 

 

 

Dolayısıyla bir Enerji ve titreşim kaynağı olan Güneşi,  katman katman- frekans frekans  olarak düşünürsek (Bilgi Kitabı, Atomik sistemlerin yani madde alemlerinin 7 katmanlı, Enerji Boyutlarının ise 9 katmanlı olduğunu belirtmektedir.) Güneşin Sol Boyutu ifadesini, müzik notalarının Sol notasının titreşimine-frekansına denk gelen, katman olarak düşünmek lazımdır.  Nitekim Bilgi Kitabı Sh.230 da Nota'ları açıklarken Sol notası için

 

"SOL- Bu tamamen Dini Bilinç Frekansıdır. Burada Özünüz TANRI'sını bulur. Ve Evrensel açılma Müsaadesi alırsınız." denmektedir. ( Bilgi Kitabı Fas.18-Sh.230 için tıklayınız.)

 

Açıklanan bilgilere göre, Tesirler Mekanizması, Kozmik tesirlerle-Kozmik akımlarla, İnsanlığın ihtiyacı olan Bütün Bilgi ve Evrim Enerjileri, Her Devirde bu odaktan İnsanlığa yansıtmaktadır. (Kozmik enerji, ışık kaynaklı enerjilerin tümünü ifade eder.)

 

Bütün Dini Kitaplar ( Bilgi Kitabı dahil),  İlmi Gelişmeler, Sanatsal Olaylar, Moda tercihleri, Toplumsal Hareketler, Vahiy, İlham veya 6.cı his adı altında bildiğimiz Algılar  TESİRLER MEKANİZMASI' ndan yansıtılarak İnsanlığa ulaştırılmaktadır. Diğer bir anlatımla, Rabsal ve Ruhsal Boyutların, İnsanlığa aktarmak ve vermek istedikleri her türlü bilgi,  yön, tesir, akım ve etkiler TESİRLER  MEKANİZMASI kanalıyla Dünya'ya yansıtılmaktadır.

İnsanlar, Tekamül seviyelerine ve frekanslarına göre, Bu yansımaları-tesirleri almakta, Öz düşünceleriyle birleştirerek, İdrakleri nispetinde-Algıları seviyesinde ( kendi buluşları-kendi görüşleri gibi )  çeşitli şekilde tatbikata koymakta, çevresine yansıtmaktadır.

Yani Tesirler Mekanizması'ndan alınan Akımların-yansımaların etkileri, herkeste ayrı ayrı tecelli etmektedir. Tesirler Mekanizması, Tüm İnsanları Ferden ve Toplum olarak yönlendiren, şartlandıran ve bilinçlendiren bir Yansıma Merkezdir.

Ancak Tesirler Mekanizması esas odak değildir. Oraya da gerekli tüm Bilgi ve Enerjiler ( Rabsal Boyut Hiyerarşisine göre ) Evrensel Bütünlükten, Evrimsel  ve Evrensel Plan  ve Tatbikatlara uygun olarak yansıtılmaktadır.

Dünyada Beden kazanan her İnsan, İlk düşüncesini ürettiği andan itibaren Tesirler Mekanizması'na bağlanmakta ve Yaşamı süresince bu Mekanizmaya bağlı kalmaktadır. Tesirler Mekanizmasının yönlendirme etkileri,  düşünce ile alınmakta, İnsan düşünce ürettikçe, Tesirler mekanizmasındaki otomatik mantık o kişiyi düşünce zincirlerine bağlamaktadır.

Tesirler Mekanizması' ndan gönderilen tesirlerle, İnsanların Beyinsel fonksiyonları çalıştırılmakta ve karşılıklı düşünce zincirleriyle bilgi, bilinç, enerji aktarılarak ve yönlendirilerek evrimsel gelişimi sağlanmaktadır.

Tesirler Mekanizması' ndan gönderilen tesirler ve sinyallerle, İnsanlara Dünyevi imtihanlar geçirtilmekte, İnsanlar İnsanlarla ve olaylarla çatıştırılmakta, İnsanların pürüzleri törpülenmekte, İnsanların hakiki Evrim seviyeleri ortaya çıkartılmakta, Görevler verilmekte ve İnsanlar gerçek Bilinç seviyeleri tespit edilerek   kotlanmaktadır.

Bilgi Kitabı 110.cu Sh.de " Her bir Faset Dünya hayatında ana rahmindeki Cenini tasarrufuna alır. Artık o, Tesirler Mekanizmasının Emri altındadır. Kaderi bu yoldan çizilecektir." denmektedir.  ( Bilgi Kitabı Fas.09-Sh.110 için tıklayınız.)

Yani Tesirler Mekanizması' nın etkisi, ana rahmine düşen Cenin halinden itibaren başlamakta, İnsan, İlk Sinyali olan, İlk Düşüncesiyle de Tesirler Mekanizması' na bağlanmaktadır. Ayrıca İnsanın Kader olarak yaşadığı bütün olayları, Seçilmiş Planlara göre organize eden, başlatan, yaşatan, yönlendiren  ve yöneten Mekanizmanın, Tesirler Mekanizması olduğu açıklanmaktadır.

Bilgi Kitabı 135.ci Sh.de " Düşünce Kanalı ile Tesirler Ortamından aldığınız Enerjiler, Sizin Hücresel Potansiyelinizi temin etmektedir. Beynin Fonksiyonu durdu mu, tüm Hücresel Faaliyetleriniz de durur. Bu Size Atomik Yapınızın muayyen bir Tesir Ortamından çalıştırıldığını ortaya koymaktadır." denmektedir. ( Bilgi Kitabı Fas.11-Sh.135 için tıklayınız.)

 

Yine Bilgi Kitabı 370.ci Sh.de " Yaşam süreci boyunca tüm Canlılar bu Mekanizmaya bağlıdır ( Tesirler Mekanizması )." denmektedir. ( Bilgi Kitabı Fas.29 -Sh.370 için tıklayınız.)

 

Yine Bilgi Kitabı S.766 da "Beyin Enerjiniz bütün Bilgilerin Anahtarıdır. Bu Enerjiye Planetinizde bazıları Ruh, bazıları da Eser diyorlar. Aslında bu Enerji Bağı, Tesirler ile idare edilen bir Kanal Enerjisidir. Buna Gümüş Tel de denir. Sizin her şeyinizi hazırlayan bir Yaşam Enerjisi olan bu Enerji Teli, aynı zamanda Sizleri Bizlere kadar getiren bir Enerji Bağıdır." demektedir. ( Bilgi Kitabı Fas.53 -Sh.766 için tıklayınız.)

 

Yani vücudumuzdaki hayatiyeti sağlayan Ruhsal Enerjimizde, Tesirler Mekanizmasına bağlıdır ve oradan yöneltilmektedir. Ruhsal enerji bağı aynı zamanda, tüm yaptıklarımızı ve gördüklerimizi yüksek benliğimize aktaran bir enerji bağıdır.

 

Ruh Enerjisi Beynin odak noktasında bulunan Evrim Öz'ümüze bağlı olan bir Enerji Hattıdır. Öz'ümüz  bu hattan çektiği Enerji ile Bedenimizi çalıştırmaktadır. Bu Enerji Hattının kesilmesi ise Hücresel aktivitenin durması yani Ölüm demektir.

 

Bilgi Kitabı yukarıdaki cümlelerle,  Kader yolumuz nasıl Tesirler Mekanizması' dan yöneltiliyorsa, Hücresel faaliyetlerimizin de aynı şekilde Tesirler Mekanizması' ndan gönderilen Tesirlerle çalıştırıldığını açıklamaktadır. Yani Ruhsal Enerjilerimiz de Tesirler Mekanizması' na bağlı bulunmaktadır. Ölüm vaktimiz geldiğinde Öz'ümüzün içindeki program otomatik olarak Ruhsal Enerji alımını kesmektedir.

 

Ruhsal Enerji Güneşimizden gelen kozmik vibrasyonel  Işık gücüdür. Yani Ruhsal Enerji, Güneşimizden neşet etmektedir. Dolayısıyla Ruhsal Enerji hiç kesilmez, Güneşimiz var olduğu sürece  her daim vardır. Maddeyi madde de tutan Ruhsal Enerjidir.

 

Öz'ümüzün programında belirtilen vakit (Ölüm zamanı) geldiğinde Ruhsal enerjiyi almaktan vazgeçen kendi beynimizdir. Veya icap ettiği zaman  Tesirler Mekanizması tarafından Beynimizin odak noktasında bulunan yaşam programı kapatılarak ruhsal enerji alımı durdurulmakta, biyolojik bedenin  ölümü gerçekleşmektedir.

 

Bizleri her an gözleyen ve yönlendiren, Tesirler Mekanizması, Rabsal Boyut' un denetimindedir. Dolayısıyla Rabsal Boyut Varlıkları çok rahat bir şekilde Güneş' imizin  içersinde yaşamakta, çalışmakta ve görevlerini yürütmektedir. Dünya bilinciyle inanmak çok zor ama  Güneş' imiz içinde yaşayan Canlı ve yüksek bilinçli varlıklar Varlıklar bulunmaktadır.

 

RUH VE MADDE YAYINLARI tarafından yayınlanmış olan "SADIKLAR PLANI-Ruhsal Tebliğler" adlı Kitabın 541.ci sahifesinde şöyle denmektedir.

 [ GÜNEŞ ve ona benzer çok seyyal yapıda olan Sistemlerde yaşayan Varlıklar, oralara tamamen intibak etmiş Bedenlere maliktirler. Misal olarak diyebiliriz ki, Dünya üzerindeki İnsanların genel titreşim frekansı 100 ise GÜNEŞ' te veya ona benzer Sistemlerde mevcut Varlıkların Beden titreşim frekansları 150.000 dir.]  (Sadıklar Planı Sh.541-Okumak için tıklayınız.)

AKAŞA Yayınlarından olan "PTAAH(2)" adlı kitabın 153.cü sahifesinde de Pleiades Yıldızından gelen uzaylı Varlık [ Yüksek frekanslı Tanrısal Varlıkların, Güneş' de bulunduğunu, Güneş' le aynı rezonansta olduklarını ve Güneş' i mekan tuttuklarını ] açıklamaktadır.

Sonuç :

 

Mekanı Güneşimiz olan Tesirler Mekanizması, Rabsal Boyutun denetiminde idrak edemeyeceğimiz  kadar muazzam bir kompitur merkezidir. Tüm İnsanlar Cenin halinden Ölümlerine kadar Tesirler Mekanizmasına kayıtlıdır ve Tüm İnsanların, Yaşamları, Bilgi ve Bilinç seviyeleri, Görevleri, İdrak seviyeleri, Aktiviteleri, Düşünceleri, yönlendirme etkilerine cevapları, Ölüm zamanları, Tesirler Mekanizması tarafından her an izlenmekte ve Tesirler Mekanizmasından gönderilen Tesirlerle yönlendirilmeye tabi bulunmaktadır.

 

Yaşam boyunca yaptığımız ve yapacağımız her şey, Bize yansıtılan Enerji ve Bilgilere, Düşünce ve Algı yoluyla ulaşabilmek, Akıl ve Mantıkla bunlar arasında tercihte bulunarak Tatbikata almak ve tercihlerimizin sonucuna katlanmaktan ibarettir.

Tesirler Mekanizması' ndan gönderilen tesirleri doğru algıladığımız nispette yaşamımız Evrimsel ve Evrensel planlara uygun, huzurlu ve başarılı geçecektir.

 

Biz İnsan olarak Evrende başka Canlıların var olup olmadığını araştırırken veya düşünürken hep kendimiz gibi Su ile var olan ve Oksijen soluyan Varlıkları düşünüyoruz. Hep Kıstasımız Dünya Yaşam Şartları olmaktadır. Bu nedenle İnsanlığın Güneş' te yaşamasına imkan olmadığı için başka Varlıkların da Güneş' te var olamayacağı yargısına saplanıyoruz.

 

Gerçekte ise Evrenin her yerinde olduğu gibi Güneş' imiz de de Aklımızın alamayacağı, Mevcut İlmimizin izah edemeyeceği şekilde Varlıkların var olduğunu ve Bu Varlıkların Bizlerin tekamülü yolunda ezel-ebet görev yaptıklarını en azından düşünebilmeliyiz.

Not.1- Nitekim 1800 sene önce İnsanlığa İrşat kitabı olarak gönderilmiş bulunan KURAN' ın Hicr Suresinin 27.ci ayetinde [ Cini / İblisi daha önce kavurucu Ateşten yaratmıştık ] denmekte ve İnsanların, Ateşten var edilmiş varlıkların var olabileceğini de düşünmeleri istenmektedir.

Biz nasıl var olduğumuz Maddelerden müteşekkil Maddesel ortamlarda yaşayabiliyorsak, Ateşten var olan canlılarında Ateşsel ortamlarda yaşayabileceğini Sentez yoluyla idrak etmemiz beklenmektedir.

Not.2- ABD Deniz Kuvvetlerine ait mini denizaltı Alvin 1977-1998 yılları arasında Pasifik ve Atlas okyanuslarında 4000-5000 metreye yaptığı derin dalışlarda ; Işığın olmadığı, Oksijenin bulunmadığı ve Bilinen hiçbir canlının yaşamayacağı yüksek basınç altında, okyanus tabanından fışkıran hidrojen sülfür gazlarının kimyasal senteziyle yaşayan 3 m. Boylarında uzun tüp şeklinde, yaşam formları bulmuş olup, Bugüne kadar imkansız olduğu sanılan [ Işıksız, Oksijensiz ve inanılmaz basınç altındaki Yaşam ] Bilim Dünyasına Büyük Süpriz olmuştur.

Yeni yaşam formlarını görmek ve daha fazla bilgi için tıklayınız.


Yazım tarihi : 20.12.2002-Orhan Öz

buzkom@gmail.com