102) İstanbul'dan T.O. yazıyor. Bilgi Kitabı açısından  "Kendinle barış olmak" ne anlama gelmektedir.

 

Dünya görüşüyle Kendinle barış olmak, İnsanın pozitif ve negatif  yönleri ile kendini tanıması, kendini olduğu gibi kabul etmesi, kendini sevmesi, kendine güvenmesi, pozitif yönlerini arttırıcı, negatif yönlerini azaltıcı gayret içinde olması anlamında kullanılır.

 

Bilgi Kitabı'nın da bir çok yerinde  Kendinle barış olmak ifadesi kullanılır ve Kendinle barış olmak hali Tekamülün ana göstergelerinden biri olarak anlatılır.

 

Ancak Bilgi Kitabı'nın, Kendinle barış olmak ifadesinden kast ettiği anlam, Dünya görüşünden çok değişiktir. Bilgi Kitabı, Kendinle barış olmak tabirini Bir terazinin iki kefesinin de denk olması durumu için kullanır.

 

" Evrim bir Denge unsurudur. Terazinizin iki kefesini de denk tuttuğunuz taktirde Müjdeler Size gelecektir." (Bk. Bilgi Kitabı Fas.9-Sh.76)

 

Yani Bilgi Kitabı ifadesiyle Kendinle barış olmak  hali, Terazinin iki kefesinin denk olması halidir.

 

Terazinin iki kefesinin denk olması  durumunu da Bilgi Kitabı Fas.11-Sh.96 da şöyle açıklamaktadır.

 

 ".....Sizi kısıtlayan Bedeninizdir. Bu yüzden gerek Özünüzün Şuurunda, gerekse Bünyevi Varlığınızın Şuurunda zaman zaman feveranlar, isyanlar olmaktadır. Her iki Şuur halinin Dengede olamayışı, Sizlerin Bilgi kapılarınızı açamamanıza sebebiyet verir.

Öz Enerjiniz ile Bedensel Enerjinizi birbirine ne kadar yaklaştırır iseniz, Bilgi Düzeyiniz de o denli Kaliteli olacaktır. Onun için, önce kendi problemlerinizi halledin, diyoruz. Bu yolda Tekamül, Sizin Kader yolunuzda çizilen yolun, Dünya işlerinde tatbiki yol bulmasıdır ...." (Bk. Bilgi Kitabı Fas.11-Sh.96)

 

 

Dünya yaşamında hemen hemen herkes kendini, Bedenden ibaret tek bir Bütün zanneder. Ancak Bilgi Kitabı'nın yukarıdaki ifadesinden anlaşılacağı üzere aslında Hepimizin içinde aynı anda 2 Şuur birlikte mevcuttur.

 

1.ci Şuur : Asırlardır Evrim yolunda olan, sayısız enkarnasyonlarla, yaşam tecrübeleriyle Enerjisini, Bilgi ve Bilincini devamlı yükselten, ÖZ'ümüzün (Evrim Öz'ümüzün) Şuurudur. Öz Şuuru'nun içinde ayrıca Dünya da yaşanması gereken kaderi program ve yapılması gereken görev planı da mevcuttur. Bu program her geliş de yeniden yazılır.

 

2.ci Şuur : Aslında Bedeni canlandıran, Ruhsal enerji çekerek Bedene hayatiyet kazandıran Öz'ümüzdür. Ancak  Öz, Dünya Boyutunda, Beden kazandığı zaman hafızası otomatikman sıfırlanır, geçmişini hatırlayamaz ve kendini Bedenden ibaret bir bütün zanneder. İşte içimizdeki 2.ci Şuur, Öz'ünden, geçmişinden, kaderi programından, görevinden hiçbir bilgisi olmayan sadece Bedeni istekleri, ihtiyaçları doğrultusunda hareket eden Şuurdur. 2.ci Şuur kısaca Nefsaniyet yani Ego'dur.

 

Kişi, Tesirler Mekanizmasının dürtüleriyle düşünceler ürettikçe, Akıl, Mantık, Şuur yavaş yavaş devreye girer. Akıl, Mantık, Şuurun gelişmesi için Bilgi lazımdır. Kişi, bulunduğu ortam şartlarına göre, Eğitim yoluyla, Görgü yoluyla, Yaşadığı iyi kötü olaylar nedeniyle, Tanıştığı kişiler kanalıyla, Doğayla ve Sosyal temaslar sonucunda, idraki kadar Bilgi sahibi olur. Ulaştığı Frekans kadar Kozmik Enerji çeker.

 

Ne kadar çok Bilgi alırsa, ne kadar çok Kozmik Enerji çekerse, Bedensel Enerjisi, Frekansı ve Bilinci o nispette yükselir. Yükselen Bedensel enerji ve frekans, Öz'ünün son Evrim Boyutundaki frekansına ulaştığında, her iki Şuur birleşir. Tek şuur olur. Bu Kişi, kendi ile barış olan, terazinin her iki kefesini denkleştiren kişidir. Kendi Kendini tanımak budur. Bu kişi üst boyutların da yardımına mazhar olur. Bu Kişi manen ve maddeten mutludur, huzurludur. Hem kaderi planına, hem de görevine uygun bir ortamda yaşayarak tekamülünü yükseltir.

 

Kişi ulaştığı tüm Bilgilere, çektiği tüm Kozmik Enerjilere rağmen,  Bedensel Enerji ve Frekansını, Öz'ünün son Evrim Boyutundaki Frekansına ulaştıramazsa kapalı Şuur olarak kalır. Şuur, Öz'ün dürtülerini alamaz. Akıl, Bedensel ihtiyaçlarına odaklanır. Göz gördüğünü, kulak duyduğunu ister. Aklı, Ego-nefsaniyet yönetir. Bu kişi maddeten iyi durumda olsa bile, tüm ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılasa bile, devamı bir eksiklik, mutsuzluk, huzursuzluk duygusu içinde yaşayacaktır. Hep bir arayış halinde olacaktır. Bu kişi kendi ile barışık olmayan, terazisinin her iki kefesi denk olmayan kişidir.

 

Bedensel Enerji frekansıyla, Kişi Özü'nün frekansı arasındaki fark ne kadar büyükse duyulan huzursuzluklar, çekilen mutsuzluklar o kadar derin olacaktır. Fark azaldığı nispette huzursuzluk, sıkıntılar, arayışlar kuvvetini azaltacaktır. Bu kişi arayışlar ve dürtüler sonucunda iş değiştirecek, eş değiştirecek,  arkadaş değiştirecek, aş değiştirecek, ortam değiştirecek, olaylar içinde olaylar  yaşayacak sonucunda, Özünün frekansına ulaştığında, huzurlu ve mutlu yaşama adım atacaktır. Yapamazsa programı yeni baştan yazılacak, görevini ve tekamülünü  gelecek yaşamına bırakacaktır.

 

" Önce Özünü bulacaksın, kendi kendinle Barış olacaksın. Bu iç pırıltının dışa vurmasıdır ki ilahi Nur'u herkes bu şekilde bulabilsin. Yegane dileğimiz budur."(Bk. Bilgi Kitabı Fas.3-Sh.27)

 

 

Not.1- Dünya planında yapılması istenen ve Beden kazanmadan  önce programlanan görevler,  her zaman ilahi ve ruhi  görevler  değildir. Dünya işleri de programlara dahildir. Geçiminizi sağlamak için yaptığınız iş ne olursa olsun, bu işlerin  başarıyla, adaletle ve samimiyetle (Herkese yakınınız gibi davranarak) yapılması da tekamülümüzü yükseltmektedir.

 

Not.2- Dünya yaşamı sırasında kapalı şuur halinde kalınsa dahi, geçmiş yaşamlarımızda diyet ödenerek hücresel band kaydı yapılmış olaylar, hücresel dürtüler nedeniyle tekrar yaşanmaz. Mesela, geçmiş yaşamında katil olan ve cezalandırılarak idam edilen bir kişi, yeni yaşamında tekrar katil olmaktan kaçınır.

 

 


Yazım tarihi : 28.08.2016 -Orhan Öz

 buzkom@gmail.com