33) BİLGİ KİTABI, 1990 yılının Nisan ayında yayınlanan 40.cı Fasikülün 548.ci sahifesinde [..Dünyanızın Gravitesi de artmaktadır.] deniyor. Acaba gerçekten Dünya'nın Yerçekimi Gücü artıyor mu? Öğrenmek ister misiniz? ( Bilgi Kitabı Fas.40-Sh.548 için tıklayınız.)
Gravite yani Yerçekimi, Kütle Çekim Gücüdür. Her Madde, kütlesi kadar Çekim gücüne sahiptir.

Dünya kendi çekim gücüyle, Bizi kendisine çeker. Bizde onu kendi çekim Gücümüzle kendimize çekeriz. Ancak Dünya daha büyük Kütleye sahip olduğu için daha büyük çekim Gücüne sahiptir. Bu nedenle Bizi ve her şeyi çevresine yapışık olarak tutar.

Yerçekimi, Ağırlık olarak hissedilir. Yer çekim Gücü, Kütlenin hızı ile de ilgilidir. Dünya, Ekvator kesiminde biraz şişkindir. Dolayısıyla Dünyanın kendi etrafındaki dönme hızı, Ekvator de daha fazladır.

Bu nedenle de Ekvator kuşağında, Kütle Çekim Gücü biraz azalmaktadır. (Yani Ekvator kuşağında hızlı dönmeden meydana gelen santrifüj itme gücü, Yer çekim gücünün etkisini azaltmaktadır.) Dolayısıyla bir cismin Ekvator deki ağırlığı, Kutuplardaki ağırlığının biraz altında olur.

Eğer Dünya tamamen Su' dan bir küre olsaydı. Dünya'nın her tarafındaki yoğunluk ve yükseklik aynı olacağından, Yer çekim Gücü'de her tarafta eşit olurdu.

Ancak Dünyamız, Dağlar, Ovalar, Göller şeklinde, çıkıntılara ve girintilere sahip olduğundan, yani yoğunluk ve yükseklik değiştiğinden, Dünya yüzeyinin her tarafında Yer çekim Gücü eşit değildir.

Ayrıca Yerkürenin içindeki Magma tabakasının hareket etmesi, Kutuplarda eriyen Buzulların, Okyanusların seviyesini yükseltmesi, Atmosfer tabakalarının değişen sıcaklığı, Çeşitli Atmosfer Akımları ve Yer çekim gücünün tespitinde kullanılan Ölçüm Metotları nedeniyle, Yer çekim Alanı ölçümlerinde her zaman küçük kaymalar saptanmaktadır.

Ancak NASA uydularının devreye girmesinden sonra ölçüm metotlarından ileri gelen kaymalar giderilerek daha sıhhatli Yer çekim Alanı verileri elde edilmeye başlanmıştır.

Bilindiği üzere Dünyamız fiziksel olarak bir top gibi tam yuvarlak değildir. Kutuplarda basık, Ekvator Bölgesinde yüzde 0.3 nispetinde şişkin durumdadır.

NASA'nın uydu verilerine göre, 1997 yılına kadar Dünya'nın Ekvator bölgesindeki bu şişkinliğin ve bu bölgedeki Yer çekim Alanının yıllar itibariyle tedricen azaldığı, aynı zamanda İskandinavya ve Kanada'nın bazı bölgelerinde de Yer yüzeyinin yılda 1 cm kadar yükseldiği tespit edilmiştir.

Yani aşağıdaki resimde olduğu gibi 1997 yılının sonuna kadar alınan bilgilerde Dünyanın yavaş yavaş gittikçe daha yuvarlak hale geldiği gözlenmekteydi.



Ancak NASA'nın 1.Ağustos.2002 tarihinde yaptığı açıklamaya göre, 1998 yılından itibaren alınan uydu verilerine göre yukarıda açıklanan trend, 4 sene içersinde aniden tersine dönmüş bulunmaktadır.

Yani aşağıdaki resimde olduğu gibi, Dünyanın Yer çekim Alanı ve fiziksel şekli Ekvator bölgesinde büyümeye başlamış bulunmaktadır.

Bakınız - NASA "Yer çekim Alanındaki değişiklikler"
NASA uzmanları, Yer çekim Alanındaki ani değişimi ve Ekvator bölgesinde başlayan şişkinliğin nedenlerini net olarak açıklayamamaktadırlar.

 

Kutuplardaki Buzulların eriyerek genel Deniz seviyesini yükseltmesi sonucu olduğunu düşündüler. Ancak hesaplamalar gösterdi ki, son 5 yıl içinde her yıl okyanusa 10x10x5 kilometre küp hacminde buz kütleleri atarsanız ancak böyle bir şey olabilir.

Bu çapta bir erime hiçbir zaman söz konusu olmadığı gibi NASA'nın deniz yüzey yüksekliği ölçümleri de bu düşünceyi desteklememektedir.

Dünyanın kabuğunda yer alan maddeler, Kutuplardan Ekvatora bu kadar hızlı hareket edemeyecekleri için bundan sorumlu olamazlar.

Dünyanın merkezinde (Magma tabakasında) eriyen kayaçların sızıntıları ve hızlı yer değiştirmeleri bundan sorumlu tutulabilir ancak bu senaryoyu destekleyen verilerde yoktur.

Atmosferde yaşanan değişimler de dikkate alınabilir ama bunların da birincil sebepler olduğuna dair veriler de bulunmamaktadır.

Sonuç olarak, Bilgi Kitabı'nın 1990 yılının Nisan ayında açıkladığı Yer çekim Alanındaki Esrarengiz Değişim, Dünya Bilimi tarafından 1998 yılından itibaren tespit edilmiştir.

Ancak Ani değişimin nedenleri ve kaynağı henüz bulunamamıştır.

Değişimin sebep ve sonuçlarının ortaya çıkarılabilmesi için daha fazla veriye ve zamana ihtiyaç olduğu açıklanmaktadır.

Uzmanlar, Dünya Yer çekim Alanındaki değişikliklerin çok önemli olduğunu bildirmekte ve Yer çekim Alanındaki değişikliklerin, Dünya üzerindeki kütlesel değişimlerin göstergesi olduğunu açıklamaktadır.

Yani Dünya üzerinde meydana gelmekte olan Kütlesel değişimlerin bir işareti daha bilimsel olarak ortaya çıkmış bulunmaktadır.


Yazım tarihi : 3.11.2005-Orhan Öz

buzkom@gmail.com