86) İstanbul'dan N.B yazıyor.  ".... Düşünce hızı sıfır Dünya Frekansında, Işık Hızına denktir. Düşünceniz hangi Boyutun Ortamına girerse, oradan Bilgiler almaya başlarsınız. Daha ileri Boyutlarda Düşünce hızınız Işık hızını geçer."  (Bakınız Bilgi Kitabı Fas.5-Sh.53) Üst Boyutlarda Düşüncelerimiz Işık mı olacaktır? Bu bilgiyi zihnimde oturtamadım.  Özetlerseniz memnun olurum.

 

 

Dünya ortamında yaşarken bile düşüncelerimiz Işık şeklinde tezahür etmektedir. Ancak bu Işık da fotonlardan müteşekkil olmasına rağmen frekansı, bizim Dünya gözlerimizin göremeyeceği kadar yüksektir. Hatta sadece İnsanlar değil tüm mevcudat, canlı cansız diye ayırdığımız bütün varlıklar yaşadıkları müddetçe, Güneşten aldıkları enerjilerle çevrelerine güçleri nispetinde Işık yani foton yayarlar.

 

Işık denince genelde gözümüzün gördüğü Işıklar aklımıza gelir ancak gözümüzün gördüğü Işıklar, tüm Işıkların binde bir'i bile değildir. Yani bizim gözümüz, Işık enerjisini taşıyan Foton'lardan sadece (dalga boyları 400-740 nanometre)  arasında olan kısmını görebilmektedir. Kozmik ışınlar, Gamma Işınları, X Işınları, Mor ötesi Işınlar, Kızıl ötesi Işınlar, Mikro Dalga Işınları, Radyo Dalga Işınları, Radar Işınları vs. gibi Işınlarda, Işık oldukları halde yani Foton taneciklerinden ve Foton dalgalarından meydana geldikleri halde bizim gözümüz o ışıkları görememektedir.

 

Not. Foton, Gördüğümüz ışığın ve görmediğimiz tüm elektro manyetik ışınların en küçük parçasıdır. Foton aynı zamanda elektro manyetik kuvvetin taşıyıcı temel parçasıdır. Enerji ve bilgi taşır. Madde ortamlarında da, Anti-madde ortamlarında da  Foton aynıdır, değişmez, aynı özellikleri taşır, sadece spin yönleri farklıdır. Yani Foton hem madde alemlerinde, hem de anti-madde alemlerinde hiç değişmeden dolaşabilir.

 

Işık, elektro manyetik bir enerjidir. Işık, elektro manyetik titreşimlerin bütünüdür. Işık, Atom'un en küçük parçası olan Foton parçacıklarının dalgalar halinde yayılmasıdır. Elektro manyetik demek elektrik akımıyla yani elektron akışıyla (+)pozitif ve (-)negatif yönlü yaratılmış manyetik (kutuplandırılmış) alan demektir.

 

Işık veya Işın nasıl meydana gelir. Bunu anlatmak için Madde'nin en küçük yapı taşı olan Atom'u biraz bilmek lazımdır. Atom basit olarak 3 temel parçadan ibarettir. Atom'un  merkezinde (+) pozitif elektrik yüklü  proton ile  (0)nötr yüklü nötron'un yapışık olduğu bir çekirdek bulunur. Proton ile nötron'u bir arada tutan Enerjiye, Dünya ilminde Nükleer Güç denmektedir. Bilgi Kitabı ise proton ile nötron'u bir arada tutan enerjiye ÖZ demektedir. Bu Öz, Rabsal bir güç yumağıdır. Rabsal bir software'dir. Bu Öz'e Evrim Özü denmektedir.

 

Bu çekirdek etrafında dönen (-)negatif  elektrik yüklü olan elektronlar vardır. Bu elektronlar çekirdek etrafından gittikçe açılan 7 yörüngede büyük bir hızla dönerek, çekirdeğin etrafında adeta bir bulut oluştururlar. Her yörüngenin de ayrıca kendi içinde 7 kademesi bulunmaktadır. Elektronlar, çekirdek etrafındaki 7x7=49 yörüngede yıldırım hızıyla dönerken pozitif yüklü çekirdeğin çekim gücüyle yörüngede kalırlar. Atomun Öz'ü ile 7 katmanlı enerjisel yörüngesi Atomun Işık Beden'idir.

 

Genelde Atomlar, Proton sayıları kadar Elektron'a sahip olurlar ve Elektriksel olarak dengede kalırlar. Ancak Atomlar, bulundukları ortamdan, fiziksel ve kimyasal olaylardan, doğal olaylardan, özellikle güneşimizden görünür-görünmez ışık şeklinde fışkıran plazma dalgalarından etkilenir ve elektronları mütemadiyen yörünge değiştirir, kuvvetli etkilenmelerde ise Elektronlar kısmen veya tamamen Atomdan koparlar veya aynı etkilerle Atom, ihtiyacından fazla Elektronu yörüngesine alabilir.

Elektron kaybeden Atom, elektrik dengesini kaybeder ve  (+) pozitif  kutuplu manyetik alana dönüşür.  Elektron kazanan Atom da (-)negatif kutuplu manyetik alana dönüşür. Elektron kaybeden Atom, yeni elektronlar  bulmak için, Elektron kazanan Atom da elektronlarını  vermek için elektro manyetik çekim ve itim güçleriyle harekete geçer.

Atom Çekirdeğinin etrafında 7x7=49 yörüngede dönen elektronlar, herhangi bir tesirle enerji yüklendiği takdirde bulunduğu yörüngeden bir üst yörüngeye çıkar. Aynı şekilde elektronlar enerji kaybettiği zamanda  alt yörüngelere inerek çekirdeğin etrafında dönmeye devam eder. Ancak Elektronlar yörünge değişimi sırasında aldığı - kaybettiği enerji miktarlarına göre  foton yani Işık salarlar. Bu Foton yani ışık salınımı, sahile vuran dalgalar gibi arka arkaya biteviye gelir. İşte bu Foton dalgaları, atom'un çevresinde,  atomik çapta ve çeşitli frekanslarda elektriksel bir vibrasyon alanı  yani  elektro manyetik bir alan  yaratır. Bu manyetik alan Atomun kendi gücü seviyesinde çekim veya itim alanıdır.

Elektronlar yörünge değiştirirken veya kendi atomundan kopup başka atomlarla birleşirken devamlı Foton yani Işık salarlar. Elektronların etkilenmesi sonsuzdur. Etkilenen elektronların Foton salınımları da sonsuzdur. Gözlerimiz bu ışınları görebilse, her şeyin, her cismin, her canlının titreşen bir Işık bulutu içinde olduğunu görecektir.

İşte tüm maddelerin, maddelerden ve maddelerin birleşimi olan moleküllerden meydana gelmiş olan her şeyin, tüm yapıların ve tüm mevcudatın,  Elektron hareketlerinden yani Elektronların  yörünge değiştirmelerinden kaynaklanan Foton çıkışları yani Işık salınımları şeklindeki Enerji transferleri, Evrendeki ve Bizdeki, tüm  hareketlerin ve tüm oluşların başlangıcıdır.  İçinde bulunduğumuz Atomik Bütün içinde, atomlardan oluşan, canlı cansız, küçük büyük diye ayırdığımız Her Şey sonsuz foton salınımları nedeniyle, çevrelerinde çeşitli frekanslarda elektro manyetik enerji alanına sahiptir.      

Yaşamdan bazı misaller,

Birkaç küçük kağıt parçasını önünüze koyun. Saçınızı plastik bir tarakla 2-3 kez tarayın. sonra tarağınızı kağıt parçalarına yaklaştırın. Kağıt parçaları tarağınıza doğru yükselecektir. Nedeni şudur. Tarağınız, saçınızı taradığınız sırada, Sizin fiziksel etkinizle elektronlarını kaybetmiş ve (+) pozitif elektro manyetik alana sahip olmuştur. Kağıt parçaları ise dengededir. Yani (0) nötr elektro manyetik alana sahiptir.Tarağınızı, kağıt parçalarına yaklaştırdığınızda, Tarak hacim olarak büyük olduğu için daha güçlü (+)pozitif elektro manyetik alana sahip olduğundan, kağıt elektronlarını hızla kendine çeker ve kağıtlar da hafif olduğu için elektronlarıyla birlikte tarağa doğru yükselirler.

Güneş çıkar, hava ısınır. Isınan hava yükselir. Açılan boşluğa soğuk hava akın eder. Bu hava hareketlerinin adı Rüzgardır. Rüzgar, çarptığı bütün maddelerdeki Atomlardan elektron koparır. Rüzgarlı bir havada oto içersinde iseniz, indiğinizde, oto kapısını açarken veya kapatırken parmak uçlarınızdan bir elektrik akımı geçtiğini hem hisseder, hem de sesini duyarsınız. Karanlıkta iseniz ışık bile görürsünüz. Nedeni şudur. Rüzgar tesiriyle  elektronları azalan oto gövdesinin, Sizdeki elektronları, ilk iletken temas da kendine çekmesidir. Siz,  oto da oturduğunuz için rüzgar yemediniz ve elektronlarınızı kaybetmediniz. Oto gövdesi ise hem rüzgardan hem de süratinde dolayı elektronlarını azaltmış durumdadır.

Aynı şekilde  hava alanlarına uçaklar inerken, tekerlek arkasındaki metal fırça yere değer değmez bir ışık akımı oluşur. Bunun nedeni şudur. Havada iken sürati nedeniyle hava tabakalarına çarparak elektronlarını azaltan uçak, yere değer değmez yerdeki elektronları hızla kendine doğru çekerek, dengeye gelir. Yani uçak, uçuş sırasında elektron kaybettiği için (+) pozitif elektro manyetik alana sahiptir. Yeryüzü ise çeşitli nedenlerle atomlarından kopan elektronları, çekim gücüyle topladığı için yeryüzü genellikle (-)negatif elektro manyetik alana sahiptir.

 

Şimşek ve  Yıldırım da, elektronlar hareketlerinden meydana gelir. Şimşek, elektronlarını kaybetmiş (+)pozitif elektro manyetik alana sahip Bulutların, belli bir doyum sürecinden sonra, fazladan elektron yüklenmiş Bulutlardan yani (-)negatif elektro manyetik alana sahip Bulutlardan, elektron çekerek dengeye gelmesidir. Yani Şimşek aslında Buluttan Buluta, Elektron akımı ve Foton salınımı yoluyla enerji transferidir.

 

Yıldırım ise elektronların kaybetmiş bir bulutun yani (+)pozitif elektro manyetik alana sahip bir bulutun, belli bir güce ve doyuma ulaşmasından sonra (-)negatif elektro manyetik alana sahip olan yer yüzünden elektron çekerek dengeye gelmesidir. Yani Yıldırım  (+)pozitif elektro manyetik alana sahip bir bulut kümesine, Yeryüzünden elektron akımı ve enerji transferidir.

 

Yukarıda özetlenen oluşumlar sırasında elektronlar, enerjilerine ve frekanslarına göre foton salarlar yani gözümüzün gördüğü veya görmediği ışıklar salarak ait oldukları maddesel ortamın çevresinde de elektro manyetik alan yaratırlar.

 

İnsan Beyni de düşünürken, çeşitli fiziksel hareketleri yaparken, konuşurken, yazarken, çalışırken, uyurken, duygu akışlarında, arzularında, isteklerinde, nefret ve korkularında, kısaca bütün yaşam hallerinde, elektron hareketlerinden kaynaklanan foton salar yani ışık çıkarır ve  bu Işıksal enerjiyi bütün hücrelerine göndererek hem yaşamı, hem de emir kumanda zincirini sağlar. Beynimiz tarafından yaratılan  Fotonlar, enerji ve frekanslarına göre başın çevresinde büyük olmak üzere, bütün vücudumuz çevresinde elektro manyetik bir alan yaratır. Pozitif düşünceler pozitif, negatif düşünceler negatif elektro manyetik alan yaratır.

 

Not. Evrende hiçbir şey kaybolmaz ve Evrende her şey dengededir. Beyinlerimiz tarafında üretilen pozitif ve negatif manyetik alan enerjileri otomatik sistem tarafından tarafından Kadir Enerji odağında toplanarak Varoluş Boyutundaki aktivite temin edilir.Yaradılışımızın asıl nedeni budur. "Atomik Bünyenin çözülmesi, Beyin jeneratörlerinin ürettiği Enerjilerle takviye görmekte ve Atomik Bağ bu şekilde kopmamaktadır." (Bakınız Bilgi Kitabı Fas.8-Sh.99) "

 

Bu şekilde Tanrısal bir jeneratör olan Sizler, Düşünce Potansiyelleriniz ile bir Bütün içinde hem Alemleri, Kainatları, Evrenleri, hem de kendinizi Var etmektesiniz."(Bakınız Bilgi Kitabı Fas.29-Sh.374)

 

Bu elektro manyetik dalgalar ve foton salınımları, genelde bizim gözümüzün görmediği ışıklardır. Ancak Dünya bilimi bugünkü teknik  imkanlarıyla, vücudumuzun tüm fonksiyonlarına göre değişen ve  beynimizin neşrettiği bütün foton çıkışlarından kaynaklanan elektro manyetik beyin dalgalarını saptamış bulunmaktadır. Günümüzde Beyinden yayılan elektro manyetik dalgalarla çalışan bilgisayarlar yapıldığı gibi, herkesin kullanmakta olduğu akıllı telefonlar, parmak uçlarından yayılan elektro manyetik dalgalarla kumanda edilmektedir. "El ve Parmaklar Beyin Kanalından alınan Enerjileri dağıtan en Güçlü Odaklardır. (Bakınız Bilgi Kitabı Fas.6-Sh.71)

 

İşte sorduğunuz cümledeki Bilgi Kitabı'nın bahsettiği Düşünce hızı, Beynimizin düşünme işlemi sırasında saldığı Fotonların yani Işıkların hızıdır. Bilgi Kitabı'nın aktardığına göre Dünya ortamında Işık hızı da, düşünce hızı da saniyede 300.000 km.dir. Düşünce işlemi de Işık çıkararak yani Foton salarak yapıldığına göre, Işık hızının da, Düşünce hızının da Dünya ortamında eşit olması mantıklıdır.

 

"Şimdi önce Işık Hızından bahsedelim. Saniyedeki Birim ( sizin ölçülerinize göre) 300.000 km.dir. Bu Işık hızı, Dünya Biriminden 76 Galaksi ortamına kadar bir ölçüyü kapsayan Volümdür." (Bakınız Bilgi Kitabı Fas.8-Sh.94)

Yukarıdaki bilgiden anlaşılacağı üzere Işık hızı ve Düşünce hızı sadece Dünyamızda değil, içinde bulunduğumuz Samanyolu galaksisini çevreleyen 76 galaksi ortamında da, Işık hızı ile Düşünce hızı aynıdır. Yani saniyede 300.000 km.dir.

 

Beynimiz düşünme gücünü ve yaşam için hücrelerine gönderdiği  elektro manyetik gücünü, Ruhsal Enerjiden almaktadır. Ruhsal Enerji'nin nüvesi (çekirdeği) Plazma’dır. Plazma maddenin 4.cü halidir.Yani Plazma ;  Fotonlardan, Elektronlardan, Atom altı parçacıklardan, Atomlardan oluşan bir karışımdır. Kısaca Ruhsal Enerji bir Plazma akışı-bir Elektron akışıdır.  Ruhsal Enerjiyi, her Güneş Sisteminin kendi Güneşleri sağlar. Bizim Güneşimiz de içinde bulunduğumuz Güneş Sisteminin Ruhsal enerjisini sağlamaktadır. Gürz içindeki Bütün Güneş Sistemleri de birbirlerine, Birleşik Kap Nizamına göre prizmal bir şekilde Enerjilerini yansıtırlar.

 

Güneş'imizden her salise milyonlarca ton Plazma yani Fotonlar, Elektronlar, Atom altı parçacıklar ve Atomlar fışkırmaktadır. Bu Plazma fışkırmaları, Görünen ve görünmeyen ışıklar halinde Dünyaya ulaşır. Bu Ruhsal Enerjidir. Görünen ve görünmeyen ışıklar halindeki atomik ve atom altı parçacıklar, hiçbir engele takılmadan Dünya maddesini de delerek geçerler ve geçiş sırasında sahip oldukları elektro manyetik alan enerjilerini foton dalgaları halinde Dünya maddesine aktararak madde vibrasyonunu sağlar ve Atomik Bütünü Bütünde tutar.

 

Bedenimiz de ise Ruhsal Enerjiyi alan bir merkez bulunmaktadır. Bu merkez, Beynimizin odak noktasında bulunan ÖZ'dür. Yani Evrim Özü'müzdür. Evrim Özü, minik bir ışık topu-ışık küresi halindedir. Tüm bilincimiz, geçmişimiz ve düşünce intişar merkezimiz burasıdır. Evrim Özü, Güneşten her an fışkırarak gelen ve Dünya maddesini delerek geçen atom altı parçacıklarının elektro manyetik alanlarından aldığı foton dalgalarıyla, hem düşünce ve hem de elektrik üretir. Ürettiği enerjiyi tüm  hücrelerine sevk ederek yaşamı sağlar. 

 

"Beyin Jeneratörünüz girdiği Boyutlardan aldığı sinyaller ile Düşünce üretir." (Bakınız Bilgi Kitabı Fas.6-Sh.63)

"Sizin Yaşam Tablonuzda Beyin Hücreleri, her zaman Güçlü bir Potansiyel kazanabilmek için, Çalışma ve Enerji Üretme zorunluluğundadır.

Düşünce Kanalı ile Tesirler Ortamından aldığınız Enerjiler, Sizin Hücresel Potansiyelinizi temin etmektedir.

Beynin Fonksiyonu durdu mu, tüm Hücresel Faaliyetleriniz de durur. Bu Size Atomik Yapınızın muayyen bir Tesir Ortamından çalıştırıldığını ortaya koymaktadır." (Bakınız Bilgi Kitabı Fas.11-Sh.135)

"Beyin ne kadar çok çalışırsa o kadar Güçlü bir Enerji üretir. Hücreleriniz daha Güçlenir. Daha değişik Ortamlara hazırlanırsınız." (Bakınız Bilgi Kitabı Fas.11-Sh.137)

 

Evrim Özü'müz ne kadar çok düşünce üretirse, ürettiği düşünceler ne kadar geniş vizyonlu, detaylı, kaliteli, yoğun ve evrensel olursa, çevresine saldığı foton dalgaları ve çevresinde yarattığı manyetik alan o derecede güçlü, geniş ve yüksek frekanslı olmakta, içinde bulunduğu Bedenin  hücreleri de aynı nispette sağlıklı ve güçlü olmakta, Ruhsal enerjinin de gittikçe daha üst frekanslarını algılayabilmektedir. Ruhsal enerji çok değişik frekanslarda Dünya'ya akmakta olup her frekans ait olduğu Boyutun enerji ve bilgilerini taşımaktadır.

Dünya Evrim Planına uygun olarak Dünya Evrimini tamamlayan ve  Hakiki İnsan olan bir varlık, hem Ruhsal Enerjisine sahip çıkarak ölümsüzlüğe ulaşmakta, hem de Evrimini tamamladığı son Bedenini ışınlanabilir bir hale getirmektedir.

Evrimi tamamlamış  ve Hakiki İnsan olmuş bir İnsanın, Işınlanabilir son Bedenindeki 64 milyar Hücre bilinci, Hakiki İnsanın Evrim Özü'yle  direkt irtibata geçtiği an her bir  Hücre, Hücre Beyin olmaktadır. Hücre Beyin demek, ÖZGEN'in ulaştığı tüm özelliklere, Özgen'in tüm bilgi ve bilincine sahip olmak demektir. Diğer ifadeyle bu Hücre Beyinler tek tek beden kazanırsa 64 milyar aynı şahıs olur demektir.

Not. Hakiki İnsanın Evrim Özü'ne ÖZGEN denmektedir.

İşte Evrimini tamamlamış Hakiki İnsan'ın Işınlanabilir Bedeninde bulunan 64 milyar hücrenin, Ölümsüzlük ortamlarında (Rabsal Boyut yani 19.cu Boyut ve sonrası Boyut ortamlarında) her biri, Beyinsel Enerjiye dönüşerek tek bir Beyin gibi çalışmaktadır.  Bu ortamlara kabul edilen varlıkların Beyin güçleri ; Düşünce zincirleriyle yaydıkları Foton - Işık dalgalarını teksif etme, yoğunlaştırma, istediği yere ulaştırma  ve Işık hızlarını kontrol etme yeteneğini kazanmaktadır. Sorduğunuz sorudaki "Daha ileri Boyutlarda Düşünce hızınız Işık hızını geçer" cümlesi Rabsal Boyutlarda yine tecrübelerle-deneyimlerle kazanılacak olan bu yetenekten bahsetmektedir.

Bilgi Kitabı'nın aşağıdaki bilgileri de yukarıda anlatılan hususu teyit etmektedir.

 

"Bu Boyutlarda bütün Hücreleriniz Beyinsel bir Enerjiye dönüşür. Beyinsel Enerjiniz, Işık Yıllarını Denetime aldığı zaman,Evrenler bile yaratabilirsiniz. Ve kurduğunuz Düzenin RABBİ olabilirsiniz." (Bakınız Bilgi Kitabı Fas.26-Sh.340)

 

Özet bilgi istediniz ancak mecburen uzunca bir cevap oldu. Umarım kısmen de olsa faydalı olur.

 

 

Not. Bilgi Kitabı, "Evrensel Boyutun Bilgi seviyesine 100 dersek, Dünya biliminin seviyesi 2 dir." demektedir. (Bakınız Bilgi Kitabı Fas.22-Sh.285)  Bugünkü Dünya Bilimi, milyar ışık yılı uzaklığındaki yıldızlardan gelen Işıkları (Fotonları) analiz ederek, yıldızın yaşını, uzaklığını, hangi yöne gittiğini, hangi maddelerden teşekkül ettiğini ve hacimlerini tespit edebilmektedir. Evrensel Boyut ise "Planetinizdeki tüm Düşünceleri Evrensel Bilgisayarlarla tespit etmekteyiz." demektedir.(Bakınız Bilgi Kitabı Fas.27-Sh.342)  Yani Dünya Biliminin de Evrensel Boyutun da Bilgi kaynağı temelde Işık / Foton olmaktadır.  Evrende her bilgi Işıklarla (Fotonlarla) taşınıyor ve saklanıyor. Sonuçta hiç bir şey  şey kaybolmuyor. Bütün bilgileri taşıyan-saklayan, canlı-cansız tüm varlıkların yaydıkları Fotonlar (Işıklar) dır. Bu Fotonların her tanesinin, her frekansının taşıdığı bilgileri  algıladığımızda Dünya Bilimi Evrenin sırrı çözecektir. Bu ışıkların, frekanslarına göre kümeler halinde birikmesi Bilgi Kitabı'nın bahsettiği "Manyetik Bilinç Alanlarını" teşkil etmektedir.

 

AKAŞA Yayınlarından olan "RAMTHA" adlı kitabın 96.cı sayfasında RAMTHA isimli Yüce varlık da [ Düşünceden IŞIK, IŞIK' tan da MADDE yaratıldığını ] açıklamaktadır. (Ek bilgi için okuyunuz.)  

 


Yazım tarihi : 28.11.2013-Orhan Öz

 buzkom@gmail.com