36) Tüm Varoluşların başlangıcı nedir, Doğal Enerji nedir, Doğal Sirküle Nizamı nedir, Doğal Sirküleyi hissetmek nasıldır? Öğrenmek istermisiniz?

1) Kendiliğinden var olmuş, doğal, hiçbir teknolojinin ve hiçbir var oluşun dokunmadığı Sonsuz bir Su Kaynağı düşünelim.

Bu Kaynaktan fışkıran sular kendi arasında çarpışır, karışır, köpürür, coşar, girdaplar ve şelaleler meydana getirir sonra taşkınlar, dereler, nehirler, ırmaklar olur, buhar ve yağmur olarak bütün çevreye yayılır.

Su ulaştığı yerlere hayat ve bereket verir. Hayat verdiği her çeşit canlının bünyesinde yer alır. Hayat verdiği canlıyla yaşar ve yaşatır.

Ancak Kaynaktan çıkan Su eninde sonunda (Hayat verdiği varlığın ölümüyle) toprağa düşer, topraktan süzülerek, veya önce buhar sonra yağmur olarak, veya toprağın üstünden-içinden, direk veya endirekt yollar bularak asıl çıkış Kaynağına geri döner. Sonra tekrar Kaynaktan çıkış başlar. Bu çıkışlar ve dönüşler durmaksızın Sonsuza dek biteviye sürer.

Ancak Sonsuz Kaynaktan çıktıktan sonra yaşamdan yaşama, halden hale giren-çıkan-dönüşen, su molekülleri, her bir yaşamdan, her bir halden, her seferinde yepyeni deneyler, yepyeni tecrübeler, izlenimler ve yepyeni Şuurlar elde eder.

Su molekülleri adeta Bilgi ve Bilinç kazanır. Ve Sonsuz Kaynağa bunları aktarır. Bu nedenle, Sonsuz Kaynak her sirkülasyonda daha Coşkulu, daha  Kudretli, daha Gür, daha Sevinçli ve daha Mutlu biteviye akar akar.

2) Yeryüzünde düşündüğümüz Sonsuz Su Kaynağının benzerini, Kainatın Sonsuzluklarına taşıyalım.

Kainatın başlangıcı olmayan zamanlarında, İdrakimizin kavrayamayacağı-bilinmeyen boşluklarda, Hiç kimsenin bilmediği ve bilemeyeceği tarzda kendiliğinden var olmuş olan, Sonsuz Kainatın her tarafına ezelden ebede durmaksızın Gücünü, Enerjisini, Ritmini ve Işınlarını ulaştıran SONSUZ-ÖLÇÜSÜZ-SINIRSIZ ve BİLİNÇLİ bir ENERJİ-VİBRASYON-IŞIN kaynağı düşünelim.

Kendiliğinden var olmuş olan, sonsuz kainatın her tarafına ezelden ebede durmaksızın, sonsuz Enerjisini, Gücünü, Vibrasyonunu, Ritmini ve Işınlarını ulaştıran Bu Enerji Kaynağı Doğal Enerji'dir.

Bu Enerji, Kozmik Bilinç, Kozmik Akıl, Kozmik Düşünce, Kozmik Enerji, Kozmik Işın ve Kozmik Güç Kaynağıdır. Bu Enerji, İlahi ATEŞ'tir. Her şeylerin başlangıcı, Her şeylerin esas Hakimi ve Her şeylerin sonucudur.

Tarifi ve hayali imkansız olan Bu Kaynaktan intişar eden dev enerji dalgaları, sonsuz ritimler halinde coşmakta, taşmakta, akmakta ve her yöne yayılmaktadır. Ancak Bu akma ve taşma, rast gele, deli dolu ve bilinçsiz bir akış ve yayılma değildir. Nasıl Yeryüzündeki su kaynağının akması, taşması, dağılması ilk bakışta rast gele olarak gözükse de gerçekte bütün hareketler, bilinen ve bilinmeyen Fizik Kuralları içinde olmaktadır.

Aynı şekilde Sonsuz ve Sınırsız Enerji Kaynağından fışkıran, Dev Enerji dalgalarının çıkışı, akışı, ritmi, biçimi, tarzı, gücü, genişliği, frekansı ve enerjisi ( yüzeyden belli olmayan ) Sonsuz ve Değişmez bir Sistem, Nizam ve Düzen içinde vuku bulmaktadır.

İşte Tüm alemleri ve mevcudatı var eden, hayat veren, oluşumdan oluşuma geçiren Sonsuz-Ölçüsüz-Sınırsız ve Bilinçli Enerji Kaynağının, Enerji Akış Nizam ve Düzenine Doğal Sirküle Nizamı denmektedir.

3) Sonsuz Bilince sahip olan Doğal Enerji, imajinal bir ortamda, her şeyleri bilmekte, her şeyleri görmekte, bilinmeyenleri duymakta, düşünceden düşünceye, vizyondan vizyona, hayalden hayale, tahayyülden tahayyüle koşmakta, bilinmez ve görünmez detayları sıralamakta ancak tahayyüllerini şekillendirecek Hamuru, yani tahayyüllerini Somut olarak görebileceği maddesel ortamı bulunmamaktadır.

Bu nedenle Doğal Enerji tahayyüllerinin somutlanacağı, şekilleneceği, sergileneceği ve hayallerinin oynanacağı, en seyyalinden en kabasına uzanan maddesel ortamı teessüs ettirmek ve maddeye bürünmüş kendi Enerji partiküllerini ortaya çıkarmak için bilinçli olarak kıvrılmış, kırılmış, dalgalanmış, yoğunlaşmış ve İlk Ateş parlamıştır. İlk Ateş'in parlamasıyla İlk Işık  görülmüş ve İlk Ses duyulmuştur.

Bu Üçlüden meydana gelen Doğal Canlılar, ilk seyyal maddeyi yaratmış, maddenin değişimi ve evrimi  yoluyla ortaya çıkan diğer Canlıların var olmasını sağlamıştır.

Var olan Doğal Canlılar, Sonsuz Enerji Kaynağının, sonsuz enerjilerini kullanarak büyümüşler, gelişmişler, çoğalmışlar, bilgi ve bilinç kazanmışlar ve yüksek teknolojilere ulaşarak çok üstün ve ideal Medeniyetler, Nizamlar ve Düzenler kurmuşlardır. "Teknolojik Boyutların İdari Düzenleri henüz devreye girmediği Dönemlerde, tüm Evreni yöneten Tek bir ATEŞ vardı."  (Bilgi Kitabı Fas.28-Sh.258)  

Varolan Bu Canlılar ve kurdukları Medeniyetler, Sonsuz ve Sınırsız Kaynağın, Akış nizamını ve Düzenini yani Doğal Sirküle Nizamını da öğrenerek, Sonsuz ve Ölçüsüz Enerji Kaynağını denetim altına almışlar, Akış nizamlarına uygun olarak, Aktarılış düzenlerin tespit ederek, Sonsuz Enerji Kaynağını başka boşluklara aktarmışlardır. Oralarda da yeni maddesel ortamları yaratarak, yeni var oluşların ve yeni canlıların, yeni yaşam tecrübelerinin meydana gelmesini sağlamışlardır.

Yaratanların, denetim ve desteği altında, Yeni canlılar da yetişmiş, gelişmiş ve bilinçlenmiş, Onlarda Sonsuz Enerji Kaynağını, Doğal Sirküle Nizamına ve Aktarılış Düzenlerine uygun olarak başka başka boşluklara aktarmışlar, Bu şekilde her var oluş, diğer var oluşları yaratarak, Bugün içinde bulunduğumuz Gürz'lere, Heplik Boyutuna ve İnsanoğluna kadar ulaşmışlardır.

4) Tüm Alemleri var eden ve yaşatan Sonsuz ve Ölçüsüz Enerji Kaynağının, var oluştan var oluşa Aktarılış Nizamına da 18 Sistem Yasaları denmektedir. Bilinen ve Bilinmeyen tüm Bütünlükler, bu 18 Sistem Yasalarının yansımalarına göre devrededir. Santrifüj Nizam bu Denge Kanununa paralel işlemektedir. Galaksilerin Dönüş hızları bu Periyotlara göre hazırlanmıştır. Birleşik Kap Nizamının Denge Kanunları bu düzene göre formüle edilmiştir. Yerçekimi Kanunu Bu Nizama göre devrededir.

18 Sistem Yasaları da Doğal Sirküle Nizamına paralel yasalardır. Doğal Sirküle Nizamı ve 18 Sistem Yasaları ezelden ebede Değişmeyecek ve Değiştirilemeyecek olan Yasalardır.

Bütün Kainat ve Bütün Var oluşlar, her zaman Doğal Sirküle ile 18 sistem yasalarına uygun ve paralel hareket etmek mecburiyetindedir.

Doğal Sirküle Yasalarına bazı kaynaklarda Ruhsal Yasalar veya Kozmik Yasalar da denmektedir.

5) Sonsuz Enerji Kaynağından intişar eden dev enerji dalgalarının Doğal Sirküle Nizamı içinde kırılmasından-kıpırdanmasından ilk var olan Doğal Canlılar Atlantalılar' dır.

 

Sonsuz Kaynağın, Doğal Sirküle Nizamını öğrenen ve Doğal Sirküle Düzenine paralel yasalar ve çalışmalar yaparak Sonsuz Enerji Kaynağını boyutlardan boyutlara aktarılmasını sağlayan, hiçbir zaman değişmeyecek ve değiştirilemeyecek olan 18 Sistem Yasalarını oluşturanlar da Atlantalılar' dır.

 

Ancak 18 Sistem Yasalarını kullanarak, var oluşları Atlanta Boyutu dışına çıkaran ve alemlerden alemlere, var oluşlardan var oluşlara götürerek İnsanoğluna kadar indirenler ise Atlantalıların Torunları'dır. Kozmik Hiyerarşik Düzenleri oluşturanlar, yani Tanrısal Sistemleri kuranlar da bunlardır.

Not.1- Atlantalıların var oldukları ve bilinçlenerek denetim altına aldıkları Sonsuz Enerji Kaynağı gerçekte 3'lü 3 gruptur. Yani Toplam 9 adet Sonsuz Enerji Kaynağı mevcuttur. 3 lü birleşim sonucu oluşan 3 intişar kaynağının sonsuz  güç ve enerjileri tek kaynak gibi yayılmaktadır. Bundan dolayı var olan her şey, temel yasa olarak  3'ün 1'e bağlanması, 1'in 3'e yansıması şeklinde var olmaktadır.

9 Sonsuz Enerji Kaynağının mevcudiyetinden dolayı Evrenin Temel Enerji katmanı da 9 dur. Evrende her şey enerji olarak 9 ve 9'un katları şeklinde sıralanmaktadır. 9 Sonsuz Enerji Kaynağı mevcut olmasına rağmen 9 Enerji Kaynağı, Tek bir Bütün, Tek bir Güneş olarak hareket etmektedir. İlahi ATEŞ Budur.

Tek bir Güneşten-Tek bir Sonsuz Enerji Kaynağından çıkan Enerjiler, alemlerden alemlere, var oluşlardan var oluşlara yansıyarak ve yansıtılarak tüm kainatı ve tüm mevcudatı var etmekte, yaşatmakta ve bir bütün olarak ayakta tutmaktadır.

Not.2- Atlantalılar ve Yaradılış hakkında ek bilgi için Bilgi Kitabı'nın YARATILIŞ özetlerini okuyunuz.

 
6) Sonsuz-Ölçüsüz-Sınırsız Güce ve Bilince sahip Sonsuz Enerji Kaynağının, aslında kendi enerji dalgalarının bilinçli bir şekilde kırılmasını sağlayarak ilk Doğal Canlıların ortaya çıkmasına sebep olduğu gibi, Yine aynı şekilde Sonsuz Enerji Kaynağının (Yani kendinin) denetimini, kendi yarattığı ilk Doğal Canlılara da, Bilinçli ve planlı bir şekilde vererek, Kendisinin alemlerden alemlere, var oluşlardan var oluşlara aktarılmasına bizzat izin verdiğini düşünmek lazımdır.
7) Sonsuz Enerji kaynağından çıkan, en küçük enerji partikülü bile Sonsuz Enerji Kaynağının bilincini taşımakta ve Sonsuz Enerji kaynağı ile irtibatı hiçbir şekilde kesilmemektedir.

Bu enerji partikülleri, kaynaktan ayrılarak aktarıldığı ortamlarda maddeyi hasıl edecek olan atomik partikülleri birleştirmekte ve sonsuz çeşitte maddesel ortamlar yaratmakta, maddeyle birlikte halden hale geçmekte, sonsuz deneyimlerden sonra tekrar kaynağa dönmektedir.

Ancak Sonsuz Kaynaktan uzaklaşan Enerji partiküllerinin frekansı, Ana Kaynaktan uzaklaştığı nispette düşmekte, dolayısıyla yarattıkları ve hayat verdikleri maddesel ortamlarda daha kaba ve düşük frekanslı olmakta, kaynağa yakın enerji partikülleri ise yüksek frekanslı, daha seyyal- daha akıcı var oluşlar yaratmaktadır.

Sonsuz Enerji kaynağının partikülleri, yüksek enerjili ortamlardan =>=> en düşük frekanslı ortamlara kadar oluşumdan oluşuma, maddeden maddeye, yaşamdan yaşama geçerken sonsuz deneyimler, sonsuz duygular, sonsuz hazlar, sonsuz bilgi, bilinç ve enerjiler kazanmakta, Sonsuz Enerji kaynağı da bu deneyimlerle coşmakta, genişlemekte ve daha da büyümektedir.

Yani tüm Alemlerin ve Varlıkların yaratılış nedeni, Sonsuz Enerji kaynağının sonsuz Deneyimleme ve Büyüme arzusudur. Bütün Var oluş ve Tüm Mevcudat her ortamdaki maddesel deneyim için yaratılmıştır.

Ancak Deneyim ve Büyüme için, Sevgiyle ve Özlemle yaratılan Maddeye de (Yani Bizlere de) bu deneyimler sırasında kazandıkları Bilgi ve Bilinç nispetinde, Sonsuz Enerji kaynağının Bilincinden ve Enerjisinden faydalanma fırsatı verilmiş, Düzenlenen hiyerarşik yapı içinde, Yaratanlar, yarattıklarının Bilgi ve Bilincini arttırmak için Doğal Yasalar çerçevesinde, çeşitli Evrim nizamlarını ve Planlarını devreye almışlardır.

8) Sonsuz Enerji partiküllerinin, birleştirici gücüyle oluşan maddesel ortamlardan hasıl olan canlılarda, Doğal Sirküle yasalarına uygun, Evrim yasaları mucibince oluşumdan oluşuma, deneyimden deneyime, değişimden değişime geçerek nispi Bilinç kazanmaktadır.

Nispi Bilinç kazanan Canlılar kendilerini var eden-yaşatan-halden hale geçiren Sonsuz Enerjiyi, başlangıçta net olarak idrak edememekte, sadece derinden ve içerden, perdeler arkasından, flu olarak ancak bilgi ve bilinci nispetinde algılamaktadır.

Ana Kaynaktan uzaklaştıkça Sonsuz Enerjinin daimi var olan iletişim vurgu ve dürtüleri de, daha derinden, daha içerden olmaktadır.

9) İnsanoğlu, Yaratılışın son kademesinde var edilmiştir. Dolayısıyla Sonsuz Enerji Kaynağını algılamakta ve idrak etmekte çok zorluk çekmekte, Evrensel gerçeklerden habersiz ve bağımsız hür iradesiyle, değişik tecrübelere, değişik deneylere girip çıkmaktadır.

Evrensel Bütünlüğün, denetim ve desteğiyle, İnsanoğlu kendini tanımaya, Bulunduğu Evreni ve kendi yerini anlamaya çalışmakta, Sonsuz Enerji Kaynağı da Enerjileriyle hayat verdiği en kaba maddesinin bilinçlenme yolunda yaşadığı deneyleri ve değişimleri, bire bir algılayarak takip etmektedir.

İnsanoğlu, Bilgi ve Bilincini arttırdıkça, Sonsuz Enerjinin derinden ve madde ötesinden gelen vurgularını, iletişim dürtülerini yavaş yavaş hissetmekte, Doğal Sirküle Yasalarını idrak ederek, Yasaların çalışma prensiplerini keşfederek daha yüksek bilinç ve seyyalliyetlere doğru adım adım yürümektedir.

Not.İçinde bulunduğumuz Heplik Boyutunda, Sonsuz Enerji Kaynağının enerjileri, Güneşten ve Kozmos' tan yansıtılarak gelen partiküller halinde Bedenimize çarparak hücresel frekansımızı arttırmaktadır.

Bedenimize günde milyarlarca enerji yüklü partikül çarpmaktadır. Bu enerjik partiküller DNA'ları dahi değiştirebilmektedir. Aynı enerji ve dürtüler  düşünce yoluyla da alınmaktadır. Düşüncelerimiz, beynimizin etrafında düşüncemizin frekansına uygun, manyetik alan yaratmakta, bu alan kendi frekansına uygun frekansları ve enerjik partikülleri kendisine çekmektedir.

Her iki yolla alınan enerjik partiküller, zihinsel ve hücresel frekansımızı arttırmakta, daha yüksek frekanslı bilgiler idrak edilmekte, olaylara bakış açımız  yükselmektedir. İdrak edilen bilgileri tatbikata aldığımızda Bilinç gelişmektedir. Bilinç gelişince, zihinsel bedensel kapasitemiz yükselmekte, daha yüksek frekanslı dürtüler ve enerjiler, absorbe  ve idrak edilmektedir.

Enerji alımı, hücresel frekans artımı, bilgi ve bilinç yükselmesi sonsuz bir döngüyle İnsan Bilincini daimi yükseltmektedir. Enerji, frekans, bilgi ve bilinç yükselmesinin tezahürü AKIL ve VİCDAN' dır. İnsanlık Akıl ve Gönül'le, Doğal Yasaları keşfederek, algılayarak, Kendini, Yaratanını  ve Evreni tanımaktadır.

Evrenin hiçbir yerinde mucize yoktur. Her şey Doğal Yasalar çerçevesinde, İlimle, Bilimle ve Teknolojiyle var edilmekte ve işlemektedir. Her yerde, her şeyde, Anahtar Akıl ve Vicdan'dır. Akıl ve Vicdan'ı geliştirip yükselten ise Bilgi'dir.

10) Sonsuz ve Sınırsız Enerji Kaynağı, Sonsuz Bilince ve Sonsuz Güce sahip olmasına karşın kaynağın akışını, yani kendi ritmini ve dalgalanmasını, tezahür ediş biçimini ve tarzını, hiçbir zaman değişmeyecek olan Nizamlar içersine almış bulunmaktadır.

Ezelden ebede aynı Nizam içersinde, aynı biçim ve tarzda, alemlerden alemlere akmakta ve yayılmaktadır. Bu tatbikat, Sonsuz Bilince ve Güce sahip olmanın, her istediğini yapmak anlamına gelmediğini, her gücün ve bilincin ancak Doğal Sirküle Nizamı ve Evrensel Yasalar çerçevesinde istediğini yapmak ve istediğine ulaşmak hakkına sahip olduğunu, Sonsuz ve Sınırsız Kaynak, kendi koyduğu ve hiçbir zaman değişmeyecek Doğal Yasalara bizzat uyarak ifade etmektedir.

Tüm alemlerdeki, Tüm var oluşlardaki bilinen ve bilinmeyen bütün Mevcudat, Sonsuz Enerji Kaynağının, 18 Sistem Yasalarıyla ifade edilen   Nizam ve Düzenine uymak mecburiyetindedir.

11) Doğal Sirküle Yasalarının Dünyamızdaki belirgin tezahürü, Doğa olaylarını ve Enerji hareketlerini yöneten Fizik Yasalarıdır. İnsanlığın hedefi Doğal Sirküle yasalarını keşfederek onlara paralel ve uygun tatbikatlar yapmaktır.

Evrimin de hedefi budur. Sonsuz denecek kadar Doğal Sirküle Yasaları mevcuttur. Bütün Var oluşlar, bilgi ve bilinçleri kadar Doğal Sirküle Yasalarına vakıf bulunmaktadır.

Doğal Sirküle Yasalarında, ayırma-kayırma, büyük-küçük, güçlü-güçsüz, kavramları yoktur. Doğal Yasaların, görünmez, sessiz, derinden ve sabırla hareket eden ritimleri, Yasalara uymayanları, silindir gibi ezerek geçmekte ve yok etmektedir. Doğal Sirküle Yasaları sadece Fizik İlminin tespit ettiği yasalardan ibaret değildir.

İnsanlık Doğal Sirküle Yasalarının henüz çok az bir kısmını idrak edebilmiştir. İnsanlık bilincini ve bilgisini yükselttiği nispette daha çok miktarda Doğal Sirküle Yasalarını keşfedecektir.

Henüz keşfedilmemiş olan Doğal Sirküle Yasaları, kulakların duymadığı, gözlerin görmediği ancak yürekte ve gönülde hissedilen sessiz ve derinden gelen

dürtülerle-vibrasyonlarla kendini açığa vurmaktadır.

Not. Ruhsal Bilgiler, Binlerce yıldır İnsanlığa, Bütün Maddesel Alemlerin Işık'tan yaratıldığını bildirmektedir. İnsanlığa masal gibi gelen bu bilgi ancak 1916 yılında Einstain' ın meşhur E=M.C2 formülünden sonra teori olarak doğrulanmıştır.

1997 yılında ise Stanford Üniversitesinde yapılan bir deney ile mikro çapta ispat edilmiştir. Ancak istediğimiz Maddelerin, istediğimiz miktarda Işık' tan elde edilmesi  ise binlerce, belki de milyonlarca yıllık araştırma ve çalışma gerektirecektir. (Bakınız. Kısa Notlar No.15)

12) Doğal Yasaları keşfetmek ve Çalışma prensiplerini tespit etmek için çalışmak, araştırmak, bilgi ve bilincimizi arttırmak ve iç sesimize-gönül sesimize kulak vermek  gerekmektedir.

Doğal Yasaları keşfetmenin en kolay yolu Doğa'yı dikkatle izlemek, izleme sonuçlarını analiz ve senteze tabi tutmak, Doğa'nın ruhu ile, Özü ile bütünlenmektir.

Zaten Doğa'nın ruhu ile bütünlenen ve Doğa'nın ahengini hisseden ve bu ahenge uyabilen İnsan, Evrimini bitiren Hakiki İnsan'dır. Genel olarak bilinen ancak çalışma prensipleri henüz netleşmediği için Fizik Kanunları arasında şimdilik yer almayan bazı Doğal Sirküle Yasaları şunlardır :

1- En basit Atomdan, en mütekamil varlığa kadar tüm alemlere ve mevcudata hayat veren Sonsuz Enerji Kaynağının bariz vasıflarından biri EŞİTLİK' tir.

O'nun en küçük partikülünün enerjisiyle titreyen atom ve atom altı parçacıklar ile yine O'nun enerjisiyle var olmuş ve bilinçlenmiş en mütekamil varlık dahi, Sonsuz Enerji Kaynağı karşısında EŞİT durumdadır.

Yani en büyük varlık da, en küçük varlık da Doğal Yasalar karşısında EŞİT durumdadır. Bizim de taşa, toprağa, bitkiye, hayvana ve İnsana bu gözle bakmamız ve eşit davranmamız beklenmektedir.

2- Sonsuz Enerji Kaynağı yarattığı alemleri ve mevcudatı hiçbir ayırım yapmadan, hiçbir fark gözetmeksizin aynı derecede SEVMEKTEDİR.

 

Çünkü her bir parça, büyük de olsa, küçük de olsa O'nun kendisidir. Büyük de de O vardır. Küçük de de O vardır. Dolayısıyla Mikro Makro' nun, Makro da Mikro'nun benzeridir.

Mikro' yu kavrayan Makro' ya ulaşmakta, Makro' yu kavrayan Mikro' yu İdrak etmektedir.

Bu nedenle Sonsuz Enerji Kaynağının Dev Enerji Dalgaları, tüm alemlere ve tüm mevcudata derinden sonsuz SEVGİ ve BİLGİ taşımaktadır.

Bu sevgiyi ve bilgiyi alabilenler, sevinç ve mutlulukla dolmakta, karanlıkları aydınlatmakta, alemleri genişletmektedir. Bizim de sonsuz sevgiyi ve bilgiyi, idrak ederek, aynı şekilde tüm mevcudata ve tüm alemlere karşılıksız  yansıtmamız beklenmektedir.

3- Sonsuz Enerji Kaynağı çok verenlere, daha çok vermektedir.

Sonsuz Enerji Kaynağının yarattığı Canlılar, Sevgide, Aşkta, Hizmette, Bilgide, İlimde,Yardımda, Maddiyatta ve Her şeyde ne kadar çok verici olurlarsa, Sonsuz Enerji Kaynağı onlara verdiklerinden çok daha fazlasını ulaştırmaktadır.

Doğa bize nasıl karşılıksız, hiçbir ayırım yapmadan cömertçe veriyorsa, Bizim de her zaman, her yerde, Akıl, Mantık ve Vicdan ölçüleri çerçevesinde tüm mevcudata ve alemlere karşılıksız verici olmamız beklenmektedir.

4- Sonsuz Enerji Kaynağı Enerjileri, Pozitif düşünen ve Pozitif eylemde bulunanlara, Pozitif olaylar ve Pozitif ortamlar getirmektedir.

Negatif düşünen ve negatif eylemde bulunanlara ise Negatif Eylemler ve Negatif ortamlar sunmaktadır.

Atalarımız bunu asırlar önce "Durgun akan nehirlerin yatağından daima İnci'ler toplanır" ve "Rüzgar eken Fırtına biçer" şeklinde özetlemişlerdir.

5- Doğal Sirküle Yasalarına göre, Büyük enerji, Küçük enerjileri daima takviye ederek, Onları daha yüksek bilinçlere, bilinmeyenlere doğru hazırlamakla yükümlüdür.

Bu nedenle, her vesileyle, her an, Bilgi ve Bilincimize ve yardımımıza  ihtiyacı olan tüm mevcudata hizmet etmekle görevli ve yükümlüyüz.

6- Mutlak Bilince ulaşıncaya kadar doğru ve yanlışlar subjektiftir.

Yani Bilinç değiştikçe doğru ve yanlış kavramları da değişmektedir. Dolayısıyla yaşamlarımızda yapılmış hiç bir hata, yanlış ve günah  yoktur.

Sadece yaşadığımız olaylardan alınacak dersler vardır. Herkes olayları yaşayacak ve izleyecek kendince dersler çıkaracaktır.

Hayat 24 saat açık olan bir okuldur. Bu okulda herkes hem öğrenci,hem de öğretmendir.

Tüm Kainatta bulunan varlıklar, kendi Hür İradelerine sahiptir. Hiçbir Bilgi, Hiçbir İnanç başkalarına  (Bilinç düzeyleri ne olursa olsun)  tahakküm ederek zorla aktarılamaz. Sadece isteyene Bilgi aktarılır.

Bilgiyi almak, alınan Bilgiyi tatbik edip etmemek, alanın kendi hür iradesine ve kararına aittir. Kendi Doğrularınız için kimsenin hür iradesini zorlamayınız. Sadece Bilgi aktarınız.

Bırakınız en yakınlarınız dahi kendi kararlarını kendileri versinler.

7- Bir diğer Doğal Yasanın özeti ise şöyledir. "Kendinize yapılmasını istemediğiniz bir şeyi başkalarına yapmayınız."

Yani Kendinize nasıl davranılmasını istiyorsanız, Siz de tüm mevcudata öyle davranınız.

8- Sonsuz Enerji Kaynağı Mutluluk, Huzur, Sevinç ve Sevgi kaynağıdır. Enerjisiyle Hayat verdiği bütün parçalarının da öyle olmasını istemektedir.

Çünkü bizzat  kendisi öyledir. Bunun için İnsanın önce Kendiyle Barış olması lazımdır. Kendisiyle barışık olan İnsan her ortamda mutlu, huzurlu ve yaşam sevinciyle doludur. Kendisiyle barışık olan İnsan, kendi iç sesini (Sonsuz Kaynağın derinden gelen vurgularını) algılayan ve buna uyan kişidir.

Kendisiyle barışık olan İnsan, anlık mutlulukları, anlık sevinçleri, anlık zevk ve tatları, fark edebilen, görebilen, hisseden ve hayatı dolu dolu yaşayan kişidir. O, Dünya zaviyesinden, hayırsız olarak görünen olayların-hadiselerin, çok hayırlı olaylara vesile olacak olan Dersler olduğunu bilen ve sabreden kişidir.

9- Sonsuz Enerji Kaynağının Enerji Dalgaları sonsuz çeşitte maddesel ortamlar ve bu maddesel ortamlardan var olan sonsuz çeşitte varlıklar yaratmaktadır.

Kaynaktan uzaklaştıkça Yaratılan maddesel ortamların frekansı giderek düşmektedir. Dolayısıyla sonsuz enerji kaynağının çevresinde çok çeşitli frekansa sahip maddesel ortamlar ve bu maddesel ortamlardan neşet etmiş sınırsız varlıklar bulunmaktadır.

Üst frekanstaki varlıklar, alt frekanstaki varlıkları ve maddesel ortamları müşahede edebildikleri halde, alt frekansta varlıklar üst frekanstaki maddesel ortamları ve varlıkları müşahede edememekte ve Onların mevcudiyetinden habersiz bulunmaktadır.

Her frekans kademesindeki varlık, bilgi ve bilincini arttırarak, daha çok enerji çekerek maddesel frekansını yükseltebilirse bir üst katmana geçebilmektedir. Buna Dairevi Tekamül denmekte ve Tedriç Nizamıyla sağlanmaktadır.

Yani Varlıklara alabilecekleri kadar Bilgi ve kaldırabilecekleri kadar Enerji, plan ve program çerçevesinde  yavaş yavaş aktarılmaktadır. Dünyamız gibi 3.cü Evrim Boyutunda bulunan Varlıklar, bu gelişim ve ilerlemeyi  reenkarnasyonlarla sağlamaktadır.

Bu şekilde tüm Var oluşlar,  viril şeklinde sayısız dairevi yükselişler yaparak Sonsuz Kaynağa doğru yaklaşmaktadır. Sonsuz Kaynağı, Sonsuz bir Küre'nin içindeki odak olarak düşünürsek, Tüm kainat ve Tüm mevcudat yükselen daireler çizerek merkeze yaklaşma gayreti içindedir.

10- Sonsuz Kaynağın Enerjilerinde ve Doğal Yasalarda durmak, duraklamak, ara vermek yoktur.

Sonsuz Kaynağın Enerjileri Doğal Yasalar çerçevesinde Tüm Kainatı ve mevcudatı durmaksızın halden hale geçirerek ilerler.

Bunun anlamı, hiçbir şeye bağlanıp, saplanıp kalmamak lazımdır. Mutluluk, huzur ve ilerlemek için her zaman yeniliklere,  yeni ufuklara,  yeni vizyonlara,  yeni gerçeklere, yeni değişimlere zihnen ve bedenen  açık olmak lazımdır. Sonsuz  tekamül böyle sağlanmaktadır. Hiçbir şeye takılıp kalınmamalı, hiçbir şeye kökten bağlanılmamalıdır.

11- Sonsuz Kaynağın Enerjileri Doğal Yasalar çerçevesinde Kainatlardan Kainatlara akarken getirdiği olaylar ve hareketler, Bu Kainatlarda var olan mevcudatın düşünceleri, arzuları, istekleri doğrultusundadır.

Buna Doğal Yasaların Ritmi, Doğal Yasaların Harmonisi denmektedir.

Yani Evrendeki tüm olaylara ve hareketlere sebebiyet veren, Bu Evrenlerde bulunan mevcudatın PARTİKÜL DÜŞÜNCE ve PARTİKÜL İSTEKLERİNDEN meydana gelen BİRLEŞMİŞ İSTEK, ARZU ve DÜŞÜNCELER toplamıdır.

Ve bu toplamın Vasati Yoğunluğu önemlidir. Dolayısıyla Doğal Harmoniyi, Doğal Ritmi algılayabildiğimiz takdirde gelmekte olan olayları, hareketleri önceden hissederek gerekli tedbirleri almamız  ve geleceğe uymamız mümkündür.

Doğal Harmoni, Toplumun müşterek vasati bilincine uygun olaylar ve hareketler getirdiğinden ( Yüksek Bilinç sahibi bir kişi de o toplumun içinde bulunuyorsa )  O da düşük bilinçlere uygun olarak gelecek olan olaylara ve hadiselere maruz kalacaktır.

Dolayısıyla Her Bilinç sahibi kişi, içinde bulunduğu toplumu ve fertlerini en azından kendi bilinç seviyesine çıkarmakla yükümlüdür.

12- Etki ve Tepki yasası, en çok bilinen Doğal Yasalardan birisidir. Her etkinin bir tepkisi, Her tepkinin bir neticesi, Her neticenin bir etkisi olmaktadır. Var olan Her şey, Her Fert,  Her Toplum yaptıklarının-fiillerinin karşılığını mutlaka görmektedir. İlahi Adalet gereği herkes yaptıklarının mükafatına veya cezasına mutlaka ulaşmaktadır.
13- Sonsuz Enerji Kaynağı, Kendi enerjilerinin var ettiği, yaşattığı, oluşumdan oluşuma, değişimden değişime  geçirerek bilinç kazandırdığı Varlıklarının, kendini idrak ederek algılamalarından ve var olduklarından dolayı şükür etmelerinden coşmakta, sevinç ve haz duymaktadır.

Kendisine şükreden varlıklarına, daha fazla enerji, daha fazla coşku, daha fazla sevinç, daha fazla haz getirmektedir. Buna Şükran Yasası denmektedir.

Bugünkü bilincimizle var olduğumuz için, Bizi Yaratana, Sonsuz Enerji Kaynağına her zaman, her fırsatta, gönülden-içten şükran duyduğumuzu ifade etmeliyiz..

Yukarıda zikredilen Doğal Yasalar, bilinen, idrak edilen Doğal Yasaların bir kısmıdır. Bilgi ve misal olarak aktarılmıştır. Bilinmekte olan daha bir çok Doğal Yasa mevcuttur.
Doğal Sirküleyi hissetmek ;
Güneşli ancak yağmurlu bir günün sabahında uyanan adam, Pencereden bakar, Ortalık ne kadar güzel, her yer yıkanmış, tabiat suya doymuş, bu sene bereket olacak der. Mütevazı kahvaltısında iştahla içtiği çayın, yediği sade kızarmış ekmeğin, yağsız peynirin tadını algılar mutlu olur.

 

Var olduğu için, yeni bir güne başlayabildiği için Yaratanına gönülden şükreder. Giyinir, dışarı çıkar, içinden "Hoşça kal güzel yuvam" der. Eski model arabasının kapısını açar. "Hadi bakalım Düldülüm yine beraberiz" der. Çalıştırır. Yola koyulur.

Dar bir rampada, son model bir araba onu sıkıştırır. Kornalar çalar, selektörler yaparak yol ister. Zorlukla kenara çekilir. Model araba son sürat geçer. "Güzel arabaymış, yolu açık olsun" der.

Sakin bir şekilde yoluna devam eder. Bulutlar açılır. Güneş bastırır. Yolda o güne kadar fark etmediği bir ağaçlık ve kenarında şirin bir kahve görür. Ağaçların gölgesinde kahve içmek arzusu duyar.

Arabasını döndürür. Kahvenin önünde durur. Oturanlara selam verir. Bir kahve söyler. Çınar ağacının gölgesinde oturanlarla kısa bir sohbete başlar. Kahvenin buruk-tok lezzeti hoşuna gider. Sonra kalkar, varacağı yere ulaşır. Günü sakin ve bereketli geçer. Kendini mutlu ve neşeli hissetmektedir. Gece deliksiz bir uyku çeker.

Başka bir adam aynı günün sabahında uyanır. Pencereden bakar, "Güneşli günde yağmurun ne işi var, her yer çamur olmuş, Trafik de sıkışmış" der. Mükellef kahvaltısında sadece kahve içer, gazetelere bakar. Kahvaltıdaki zenginliği ve evinde bulunan güzellikleri fark etmez. Giyinir dışarı çıkar.

Son model arabası çamurlanmıştır. "Aksiliğe bak" der. Arabanın kapısını açar, kontağı çevirir, yola koyulur. Dar bir rampada önüne eski bir model araba çıkar. Süratini düşürmemek için korna çalar, selektör yapar, ısrarla yol ister, en sonunda araba kenara çekilir.

Eski model arabayı hızla sollar. "Daha önceden çekilsene be adam. Yolun ortasında bu külüstürle ne işin var" der. Bulutlar dağılmış. Güneş bastırmıştır. Yolda o güne kadar fark etmediği bir ağaçlık ve kenarında şirin bir kahve görür. Ağacın gölgesinde soğuk bir şeyler içmek arzusu içinden gelir.

"Bırak yahu işim acele" der. Hızla tekrar gaz pedalına dokunur. Gideceği yere ulaşır. Günü tatsız geçer. Midesinde bilinmedik ağrı başlar. Bir ilaç alır. Sıkıntılıdır. Gece uyuyamaz.

Kısa hikayedeki 1.ci Adam, Doğal Yasalar çerçevesinde bize ulaşan, bizi var eden, bizi yaşatan ve bizi kendine yaklaştırmaya çalışan Sonsuz Enerji Kaynağının, derinden ve içden gelen dürtülerini, ahengini ve ritmini algılamakta olan bir kimsedir.

2.ci Adam ise henüz bunları algılamaktan uzaktır. 1.ci Adamın mütevazı imkanlarına rağmen Huzurlu olmasının, 2.ci Adamın geniş imkanlarına rağmen Sıkıntılı olmasının nedeni budur.

Doğal Sirkülasyon, sakin, asude, huzurlu, mutlu, sevinçli, saygılı, hoşgörülü, relaks,  pozitif ortamlarda, kendiyle barışık kişiler tarafından daha rahat algılanmaktadır.

Sinir, hırs, kin, gurur, kibir, büyüklük, nefret, maddiyatçı, negatif, sabırsız, saygısız, sevgisiz duyguların olduğu,  hal ve ortamlarda, kendiyle barışık olmayan, iç huzuru bulunmayan kişiler tarafından ise çok zor algılanmaktadır.


Yazım tarihi : 20.12.2002-Orhan Öz

buzkom@gmail.com