Bilgi Kitabı'nda, Evrim ile ilgili çok çarpıcı açıklamalar vardır. Mikro Enerji olarak girilen Dünya'mızdan  Hakiki İnsan (Kamil İnsan) olarak çıkma sürecine EVRİM denmektedir. Hakiki İnsan seviyesine ulaştıktan sonra devam eden Frekans ve Enerji yükselmesi, Bilgi ve Bilinç artımı ise TEKAMÜL'dür. Tekamül Sonsuza kadardır.

"Ruh İnsanın içinde değildir. O, Evrensel Bütünlüğü kapsayan bir Bütünsel Güçtür. Her şey Var olurken, bu Bütünlük de aynı anda Var olmuştur.(Bakınız Bilgi Kitabı Öz.Ek.3-Sh.841)

Ruh, nötr bir Potansiyeldir. Onun Evrime ihtiyacı yoktur. O Bizim Yaşam Gücümüzdür. Ancak Kaba Madde Bütünlüğü, yaptığı Evrimler ile Bilinçlendiği taktirde, onun nötr Potansiyelindeki Katman Güçlerine ulaşabilmektedir.

 

Her Kaba Maddenin bu Potansiyele bağlı bir Enerji kanalı vardır. Bu değişmez bir kanaldır. Yani herkesin Ruhsal Enerisi kendinin Bilinç Enerjisine bağlı olarak sadece ona aittir.

 

Bu Sizin Yasam Güç Potansiyelinizdir. Bu Kanal vasıtası ile Kaba Maddedeki Hücresel Form onun Enerjisi ile Bütünleşerek bir Bütün olur. Ve Hakiki Ruhsal Enerjisine sahip çıkmayı başarabilmiş bir İnsan artık Ölümsüzdür." (Bakınız Bilgi Kitabı Fas.44-Sh.619)

 

Sizlere en önemlisi RUH denen Özü’nüzü verdim.(Bakınız Bilgi Kitabı Fas.47-Sh.671)

 

Yukarıdaki bilgilerde açıklandığı üzere öncelikle bilmemiz gereken, Evrim'i yapan Ruhsal Enerji değildir. Ruhsal Enerji, Her şey var olurken var edilen, Bütünü Bütünde tutan, Bildiğimiz-Bilmediğimiz  tüm Mevcudat ve Varoluşları yaşatan bir Enerji Bütünüdür.

 

Evrim, Madde içindeki Enerjinin, yani Atomik yapı içindeki Enerjinin, Madde ile

(Hücre ile) birlikte girdiği, sayısız olaylardan ve sayısız deneylerden edindiği, Değişim, Bilgi ve Bilinç kazanımıdır.  Atomik yapı içindeki  Enerji, Atom çekirdeği içindeki  Nötron ve Protonu bir arada tutan Enerjidir. Bu Enerji, Rabsal bir enerjidir.  Bu Enerji, Rabsal-Tanrısal bir şifredir. Bu Enerji, bir Enerji Düğümüdür. Bu enerji, bir program-software’dir. Bu Enerji düğümüne Ruh veya  ÖZ denmektedir.

 

ÖZ, Rabsal Boyutun ilimle ve bilimle hazırladığı Güç düğümüdür. ÖZ denen bu Enerji Düğümü, Ruhsal Enerjiden, kendi enerjisini çekerek yaşamını idame ettirmekte, geliştikçe-yükseldikçe ve güçlendikçe, daha yoğun hücrelere ve daha büyük Beyin taşıyan Bedenlere transfer edilmekte ve içinde bulunduğu hücre bütünüyle birlikte  yükselmekte ve gelişmektedir. Öz, Düşüncelerin intişar merkezidir ve Tesirler Mekanizması kanalıyla çalıştırılmaktadır.

 

Öz’e başlangıçta (Hakiki İnsan oluncaya kadar olan devrede) Evrim Özü denmektedir. Ruhsal Bilgiler, Evrim Özü'nü, minik bir Işık kümesi, minik bir Işık küresi veya minik bir kristal top veya minik bir kristal küp, bazen de bir minik bir enerji topu olarak tarif etmektedir.

 

Bilgi Kitabı Sh.547 de, Evrim Özü'nü ".. küçük bir ışık topu ... ..enerji topu..." şeklinde tarif etmektedir.  (Bakınız Bilgi Kitabı Fas.40-Sh.547)

Bilgi Kitabı, EVRİM' in son derece muğlak ve teknolojik bir konu olduğunu ve değişmez yasalara tabi bulunduğunu, Evrimle ilgili olarak İnsanlığa aktarılan bilgilerin, bugünkü İnsani Bilinçlerin algılama kapasitesi dahilinde olan özet bilgiler olduğunu belirtmektedir.

Bilgi Kitabı Öz.Ek.6-Sh.887-889 da EVRİM ile ilgili önemli bilgiler vardır.                                                                         

                     " REALİTE ARŞİVİNDEN BİLGİDİR

Dostlarımız,

Realite Bütünlüğünden İlahi Makamların Emri ile Planetinize verilen tüm Öneriler, İnsanlığın muayyen bir Bilinç ışığına kavuşması için yapılan Evrensel çalışmalardır.

 

Ancak bir İnsanın Hakiki bir İnsan olma safhasına gelinceye kadar geçirmiş olduğu Evreler, aslında Bizlerin Sizlere söylediğimiz Skalalardan daha çok ve yoğundur. Ancak kaba bir Bilgi Mahiyetinde verdiğimiz Bilgiler, Sizlere kısaca Yarınlardan Işık tutmaktadır.

 

Bir Mikro Enerji, Makro Bütünlüğe gelinceye kadar, birçok Evrimsel Skalaları geçmek zorundadır. Çünkü bu yol ile Bilinç Aşaması yapmaktadır.

 

Bir Mikro Organizma dahi kendi Atomik Bütününü tutacak bir Mikro Programa sahiptir. Bu Mikro Programlar, kendi Programlarını tamamladıkları taktirde, kazandıkları Bilinç Düzeylerine paralel Koordinat taşıyan bir Üst Boyuta bağlanmaktadır.

 

Evrimsel Nizamda her Varlık ve Canlı, Bilinç Düzeyine paralel bir Aşılama Programına tabidir. Bir Enerji, yapmış olduğu Evrimsel Aşamaya göre bir Kaba Madde Formunda Evrimini tamamlar.

 

Bir Mikro Organizmadan Dört ayaklı Beyinsel bir Formasyona gelininceye kadar bir Enerji 7 Evrelik değişik Formlarda Evrimini devreye alır. Ve bu Formların her birinde de, 7 Aşama Programı vardır.

 

Bir Form içinde Evrimini 7 Aşamada tamamlayamayanların Genleri dondurularak, kendi Türlerinin Familyaları devreye girer. Ve değişik formlardaki Hayvan Kolonileri bu yollar ile oluşmuştur.

 

Karınca Bedeninde Evrim yapan bir Enerji, o Beden içinde 7 Evre geçirmek ile yükümlüdür. Ve bu Evrimini tamamladığı taktirde, Bilinç Aşamasına göre mesela, bir Örümcek Bedeninde Evrim yapmaya hak kazanır.

 

Yine Örümcek Bedeninde de 7 Evreyi tamamlayamayan Enerjinin Geni dondurularak değişik Örümcek Türleri ve Familyaları devreye girer. Ve bu yollar ile daha iri Beyin taşıyan türlerin formlarına kadar ulaşılır.

 

Beyinsel bir Bütünlüğün son form kalıbı, Maymundur. Maymun kalıbı içinde 7 Evrelik Programını tamamlayan Enerji artık Varlık olma yolundadır. Bu son Evrede tüyler dökülür, kuyruk yok olur, yürüyüş durumuna paralel olarak belkemiği maniplasyona göre daha değişik bir form alır.

 

Ve son Evrim Halkasında İnsan Olma Yolunda Tanrısal Gen Aşısı almaya Hak kazanır. Bizler buna ( Ara Geçiş Enerji Evrimi ) demekteyiz.Doğadaki tüm Canlılarda Aşamalarına göre bu bir Geçiş Programıdır(Bitkiler dahil ).

 

Ancak Evrimleşen her Hayvan, İnsana hizmet Yasasına alındıktan sonra, daha değişik bir Boyuta alınarak, Tesirler Mekanizmasının çok daha değişik Tesirleri ile Bütünleştirilir.

 

Ve bu yol ile o Canlının Koordinatı hangi İnsanın Koordinatı ile İrtibat kurabilecek ise, Evrimi için Otomatizmaya bağlı olarak o yöne yönlendirilir. Mesela, ( Sizin bir Hayvana duyduğunuz Sevgi gibi veya sokakta peşinize takılan herhangi bir Hayvan gibi ).

 

Bu yol ile yakın plandan İnsan ile temas kuran Hayvanlar, Evrimlerine göre zaman süreçlerinde İnsan olabilme Müsaadesi alırlar.

 

Bu Müsaadeyi alan Son Evrim Genlerinin Tanrısal Enerji ile Aşılanması sonucu, Tanrısal Enerjileri çekebilme Gücüne erişerek, 7 Evrede İnsani Vasıflar kazanır.

 

Her Enerji Bilinç Aşamasına paralel bir Form kazanmaktadır. Ancak İlk 7 Evre,tamamen Otomatizmaya bağlı bir Organizasyonun Tesirindedir. Gen Aşısı alarak İnsan olmaya Hak kazanan bir Enerji, bütün Fonksiyonu ile Tesirlere bağlanır. Ve direkt Kozmik Ağın içine alınır (Hızlı Evrim için ).

 

Burada Beyin bir Dinamodur. Ve ne kadar çalışır ise, o kadar Bilinçlenir. Bilinçlendiği taktirde de İdrak Mekanizmasına bağlanır. İdrake bağlanan bir Bilinç Direkt Evrimsel Boyuta fişlenir. Bu da 7 Evredir.

 

Ve bir Varlık İlk Evrim Boyutundan Son Evrim Boyutuna gelinceye kadar, 7 Bilinç Evresi yapmak için Dünyaya gelmek ile mükelleftir ( Mağara Devri Formundan bu Son çağ Bilinç Formuna gelinceye kadar ). İlk Mikro Evrim Planetinizde başlatılır. Bu neden ile Dünyanız, bir Giriş ve Çıkış Kapısıdır. Bilgilerinize sunulur.  (Bakınız Bilgi Kitabı Öz.Ek.6-Sh.887-889)                                                                                

Yine Bilgi Kitabı  Öz.Ek.6-Sh.889-890 da,  yukarıdaki bilgilerle ilgili ek açıklamalar vardır.

                                  "AÇIK BİLGİDİR

Dostlarımız,

Bu Son Çağda Hakikatleri ve Sizleri Sizlere tanıtmak için Evrensel Arşivler açılmıştır. Bu neden ile Gökleri açtık, Bilgileri saçtık, demekteyiz.

 

Mikro Bilinç ile yola çıkan bir İnsanın Makro Bilince ulaşıp Olgunlaşabilmesi hiç de kolay değildir. Bunun için onun Aşacağı 7'şer Programlık 3 Evre vardır. Şimdi bunları Size sırası ile aktaralım :

 

1 - İlk 7 Programlık Evreye OLUŞUM Devresi denir. Bu, Mikro Enerjiden başlayıp Taş,Toprak olarak bilinen Enerjilerden Mutasyon Formülüne göre Değişime geçme süreçleridir ki, Enerji bu yol ile Evrime alınır. Mevlanamızın Taştım, Topraktım, Ot oldum, Çiçek oldum, Böcek oldum, Hayvan oldum, İnsan oldum, demesi bu Enerji Evrimini anlatmaktadır. Bu Formül Reenkarnasyon Projesinin İlk Eşiğidir.

 

2 - İkinci Devreye BÜTÜNLEŞME Devresi denir. Burada Evrimini değişik Formlarda tamamlamış bir Enerji, Evrimini tamamlamış bir Hücre yapısının Kaba Maddesi ile Birleştirilir. Ve daha sonra da Tanrısal Gen ile Aşılanarak, Prototip İnsan Formasyonunu alır.

 

İşte bu Etaptan sonra, direkt olarak Reenkarnasyon Programı devreye girer. Bu İkinci Evrede, İnsani Beden kazanan bir Enerji, bundan sonra 7 defa Dünyada Bedenlenerek, her defasındaki Bedeninde daha Bilinçlenir. Ve Beyin Gücü ile keşfettiği Doneleri Beyin Arşivine kaydeder. Ve bu kayıt aynı zamanda o Varlığa açılan bir Sistemde kayda alınır.

 

3 - Üçüncü Devre BİLİNÇLENME Dönemidir. Burada İnsan Projesine alınan Varlık, o Beden içindeki Enerjiyi Bilinçlendirme Programına tabi tutularak, Beyin Gücü Tesirler Mekanizmasının Düşünce Boyutuna bağlanır.

 

Ve Beyin Gücünün 7 Evrede Bilinçlendirme Programına göre Reenkarnasyon Programı, Evrimsel Programa bağlanarak 7 defa Dünyada Beden kazanma zorunluluğu devreye alınır. Dünyaya 7 defa Enkarne olan Varlık her defasında kazandığı Bilinç Gücü ile sonraları Bilinmeyen Sırların keşfine kadar gitmiştir.

 

Su ana kadar bahsedilen mevzular İlk Oluşum ile alakalıdır. Bundan sonra daha değişik Boyutların Bilinmeyen Evrimlerini tamamlayan İnsan, Evrenlerin Hakimi durumuna bile gelebilmiştir.

 

Bu yollar ile şu anki Duruma gelen Bizler ve Bizlerden gelen Sizler, bugünkü Bilinç Işığımıza ulaşmışızdır. Sizlerden önce yola çıkan Bizler, Sizlerin Büyük Ağabeyleriniziz.

 

Ve Bizlerin küçük kardeşleri olan Sizler de bu Son Çağ'da Bizlere gelmek üzere, Bulunduğunuz Boyutta Kozmik Tesirler ile hazırlanıyorsunuz.

 

Mikro Bilinçten Makro Bilince gelinceye kadar Evrimsel Nizamın Tanrısal Projesine göre Disipline edilen İnsan, Evrensel Nizamın Kanunlarına Saygılı olduğu taktirde İlahi Projenin İlahi Programına göre İlahi Plandan kabul görür.

 

Ve Ruhsal Kapıdan çıkma Müsaadesi alarak Bilinmeyen Boyutlarda yürümeye hak kazanır. Bu şekilde Bizler önde, Sizler arkada Bilinmeyenlere doğru yürümekteyiz.

 

Hedefimiz ATLANTA ALTIN BOYUT MEDENİYETİ ve belki de daha İlerileri ( Heplikten Hiçliğe, Hiçlikten Hepliğe Projesi budur )."(Bakınız Bilgi Kitabı Öz.Ek.6-Sh.889-890)

Ancak EVRİM'in nasıl ve ne şekilde  olduğunu kavramak için Bilgi Kitabı'nın aşağıdaki cümlelerini de açıklamak lazımdır.

 

"Evrenlerin, Kainatların, Alemlerin Enerjilerini SOMUT- SOYUT- REEL Enerji olarak Üçe ayırabiliriz. Bu Enerji Bütününün içinde birçok Somut Alemler vardır. Planetiniz de bunlardan biridir.

 

Somut Alemlerdeki yoğunlaşmış Enerjinin en yoğun şekli HÜCRE'dir. Her Hücre bir Mini Kompiturdur. Planetinizdeki İnsan Bulunduğu Somut Enerjiden Soyuta, sonra Reel Boyuta geçer. Reel Boyut, İnsanın Öz Boyutudur.

 

Bugüne kadar İnsan türü hiçbir şekilde Reel Boyuttan öteye geçememiştir.  Yani,

(Var Eden ve Var Olan) Enerji türlerinin ötesindeki Enerjik Boyutlara, Atomik Bütün içindeki Hiçbir Varlık geçememiştir." (Bakınız Bilgi Kitabı Fas.23-Sh.292)

"1 - Kaba Madde Boyutunda bulunan Dış Kalıplar, İnsanlığın Evrimi için hazırlanmış Bedenlerdir.

2 - Yarınların Zaferleri, bu Kaba Madde Kalıplarını Bilinmeyen Boyutlara Atomik Dokularına zarar vermeden nakletmektir."(Bakınız Bilgi Kitabı Öz.Ek.7-Sh.902)

 

ÖZ minik bir ışık topu - minik bir Enerji Topu halindedir. O güne kadar edindiğimiz tüm enerjimiz, benliğimiz, bilgimiz ve bilincimiz ÖZ'ün içindedir. Aynı zamanda ÖZ'ün etrafında Enerjisel bir Beden vardır. Bu Beden en son aşılandığımız Beden enerjisi şeklinde yani İnsan Bedeni şeklindedir. Bu Bedene  Eterik Beden-Işık Beden  denmektedir. Yukarıdaki Bilgilerde bahis edilen Soyut Enerji halimiz budur. Spadyumda Soyut Enerji halinde bulunuruz. Soyut halinde iken tüm bilincimize sahip olmamıza rağmen, varlığımız  Dünya maddesine etki edemez ve Dünya gözü bizi göremez.

 

ÖZ, yani Işık Bedenimiz, Gen şifre programı ile birlikte  Ana  rahmine ışınlandığı zaman Programını açar. Ruhsal Enerjiden, enerji  çekerek fiziksel hücrelere hayatiyet ve demarş verir. Fizik Bedeni inşa eder. Kendi de Beynin odak noktasına yerleşir. ÖZ,  inşa ettiği  Fizik Bedeni, Soyut Bedeniyle (Enerjisel Bedeniyle) kontrol altına alır. Öz, inşa ettiği Fizik Bedenle bütünleşir. Bu devrede ÖZ'ün geçmiş bilgileri Dünya frekasında otomatikman kapanır ve Öz, kendini sadece Somut Bedenden ibaret bir Bütün zanneder. Hayatiyetini içinde bulunduğu Fizik Bedenin hayatiyetine bağlar. Fizik Bedenin iradesi ve istekleri öne çıkar. Yukarıdaki bilgilerde bahis edilen ve Dünyada bulunduğumuz hal olan Somut Enerji şeklimiz budur.

 

Öz, yaptığı Evrimler sonucu enerjisini, frekansını, bilgi ve bilincini, Ruhsal Enerjinin son katmanına ulaştırır ve içinde bulunduğu Dünya Bedenini de aynı enerji, aynı frekans, aynı bilgi ve bilinç seviyesine yükseltirse, Bu mevcut Dünya Bedeniyle Ölümsüzlük ortamlarına ışınlanabilmektedir. Dünya Bedeni, Öz'ün frekans ve enerjisine ulaştığı için Öz'le birlikte ışınsal bir Bütün olurlar. Bu Dünya Bedeni de, Öz'ün İlk ve Son Bedeni olmaktadır. Öz, Bu bedenle birlikte her yere ışınlanabilmekte ve Ölümsüzlük ortamlarında yani Reel Boyutlarda açık şuur olarak yaşamaktadır. Yukarıdaki Bilgilerde bahis edilen Reel Enerji halimiz budur. Bu nedenle Bilgi Kitabı yukarıda "Yarınların Zaferleri, bu Kaba Madde Kalıplarını Bilinmeyen Boyutlara Atomik Dokularına zarar vermeden nakletmektir." demektedir.

 

Yani Evrimin nihai hedefi, ÖZ'ün, ve ÖZ'ün içinde içinde bulunduğu Somut Bedenin enerjisini, frekansını, bilgi ve bilincini, Ruhsal Enerjinin son katmanının enerji ve frekansına yükselterek, Öz ile Somut Bedeni ayrılmaz bir Bütün yapmaktır. Bu durum, Öz ile Bedenin birleşmesidir. Bu durum, Ruhsal Enerji ile Rabsal Enerjinin eşitlenmesidir. Işık olmaktır. "Öyle bir hale gelirsiniz ki, sonunda bir Işık olusunuz." (Bakınız Bilgi Kitabı Fas.5-Sh.53)  Buna Atomik Bütünleşme veya Kompitur zamanlaması denmektedir. Vahdet-i Vücut budur. Bu noktada Somut Beden ile Soyut Beden birleşerek ayrılmaz bir Bütün olmaktadır.

Not.1- "....tüm Canlılar ve bilhassa İnsan kardeşlerimiz, bir daha Dünya Evrim Planına dönmeyeceklerdir. Bu Son Dönem imtihanını tamamlayan Dünya Planı, daha değişik bir Realitenin öngördüğü bir Hazırlık Devresine alınmıştır. Artık Dünya Tekamülüne ve Reenkarnasyonlara ihtiyaç yoktur." (Bakınız Bilgi Kitabı Fas.20-Sh.247) 

Bilgi Kitabı'nın yukarıdaki açıklamasından anlaşılacağı üzere, EVRİM bölümünde anlatılmakta olan Bilgiler, İnsanlığın var edilmesinden - yaşadığımız 2000 yılına kadar olan bilgilerdir. Zira  2000 yılından sonra  Reenkarnasyonlar bitmiş olup İnsanlık, Teknolojik Boyutların çok değişik Evrim Sistemine alınmış bulunmaktadır.

Not.2- Evrim, sadece İnsanlığa ait değildir. Evrensel Bütünlük Madde enerjisidir. Dolayısıyla Evrensel Bütünlük de var olan bütün varlıklar, bulundukları boyutların Evrimlerini yaparak, boyutlarının hakimi olmuşlardır. Bilinmeyen boyutların bilinmeyen varlıkları dahi ortamlarına uygun  Evrimleri geçirmişlerdir. Bütün Evrende hakim olan tek ortak yan, her Varlığın muayyen bir Boyuta gelinceye kadar bir Evrime tabi oluşudur.

 

Not.3- İnsanlığın Evrimi, Allah'ın Birliği olan Ruhsal ve Rabsal Boyut varlıklarının gözetimi ve denetimi altında yapılmaktadır.  "Bütün Düşünce ve Arzularınız, bütün Hareketleriniz, Denetim Sistemi tarafından Otomatik olarak Merkezi Sistemde denetleniyor." (Bakınız Bilgi Kitabı Fas.7-Sh.86)

 

 Ruhsal Boyut, Öğretici ve yetiştiricidir. Ruhsal Boyutun  aktardığı bütün bilgiler doğrudur. Rabsal Boyut, Yaratıcı-Yönetici ve Deneticidir. Rabsal Boyutun aktardığı bilgiler  şaşırtıcı, karıştırıcı ve  İmtihan edicidir. Aslında Evrim, Ruhsal, Rabsal ve Teknolojik Boyutların 3'lü gözetimi altında yapılmaktadır. Ancak Teknolojik Boyut, başlangıçta İnsanlığa açılmamakta, perde arkasında durmaktadır. Teknolojik Boyut'un varlığı,  ortam bilinci uyanış dönemine girdikten sonra İnsanlığa açıklanmaktadır.

Not.4- Biz İnsanlar tüm mevcudatı canlı ve cansız diye 2 ye ayırırız. Ancak aslında Bütün Mevcudat canlıdır. Hareket etsin etmesin, Ağaçlardan mantarlara, Dağlardan taşlara, Denizlerden nehirlere, Madenlerden çöldeki kumlara, Atomlardan atom altı partiküllere kadar Bütün Maddeler, kısaca Her şey, Atomik yapının içindeki Enerjiden dolayı Canlı'dır.

Her şey, Ruhsal Enerjinin sonsuz vibrasyonunu, kendi kapasitesine göre alarak dönmekte ve titreşmektedir. Her şey, Her madde, Her Atomik partikül bile kendi çapında Şuur'a sahiptir. Kendi idrak kapasitesi dahilinde olanları algılamaktadır. Ve kendi frekansı-titreşimi seviyesindeki varoluşlarla sessiz ve derinden iletişim  halindedir.

 

Not.5- "Ve tek bir Enerji Partikülünden yola çıkılarak bu İnsani Bütünlüğe ulaşılmıştır." ( Bilgi Kitabı Fas.48-Sh.674 için tıklayınız.)

 

"bugünkü İnsana varılmak için Milyar Asırlık bir Program devreye alındı."

( Bilgi Kitabı Fas.48-Sh.680 için tıklayınız.)

 

İnsanlığın, Mikro enerjiden başlayarak bugünkü seviyesine gelmesi 1 milyar asırlık bir zaman almış bulunmaktadır. 1 asır 100 yıl olduğuna göre 1 milyar asır : 100 yıl X 1.000.000.000 asır = 100.000.000.000 yıl Yani İnsanlığın mikro enerji olarak var edilişinden bugüne kadar 100 milyar yıllık bir zaman süresi geçmiş bulunmaktadır. 100 milyar yıldan beri Evrim Plan ve Programları devam etmektedir.

 

Bilgi Kitabı EVRİMİ muhtelif açılardan, çeşitli şekilde anlatmaktadır. Aşağıdaki bölümlerde  bunların hepsi  özetlenmektedir.

 A. 7 Boyutlu EVRİM :

Mikro Enerji olarak  başlayan yaşam, 7 Evrim Boyutunun bitirilmesinden sonra  Hakiki İnsan (Kamil İnsan) olarak tamamlanmaktadır. Kaba Madde, Rabsal Boyut Enerjisi ve Gücüyle var edilmiştir. Yani kaba maddenin en küçük partikülünde dahi Tanrısal Enerji mevcuttur.

Bütün Mevcudat Tanrısal Enerji-Tanrısal Şifre  taşımaktadır. Ancak bu Güç ve Enerji, Kaba Maddeden  gizlenmiştir. Kaba Madde her şeyden habersizdir. Kaba Madde'nin Şuurunu gittikçe arttırarak kendi içinde saklı olan Rabsal Gücü ve Enerjiyi keşfetme macerası EVRİM' dir. Yani Evrim, Kaba Maddenin içindeki Öz'e, içindeki Şifreye ulaşmasıdır. Evrim, Kaba Madde içindeki enerjinin kendini fizik beden içinde tanıması-kendini keşfetmesidir.

7 Boyutluk Evrim'in her kademesinde, Kaba Maddenin Ruhsal Enerjiden çektiği Ruhsal Enerjinin  frekansı ve gücü değişiktir. Kaba Madde bulunduğu boyutta karıştığı olaylar sonucunda edindiği, Bilgi ve İdrakle, kendi maddesel titreşimini-frekansını, bulunduğu Boyuttaki Ruhsal Enerjinin frekansına ulaştırdığında, o Boyutun Evrimini bitirmektedir. Bir üst boyuta alındığında, eski boyutuna göre daha yüksek frekansta ve güçte Ruhsal enerji çekebilmekte, şuuru ve idraki çekebildiği Ruhsal Enerji kadar artmaktadır.

Kaba madde, kendi maddesel titreşimini, yaptığı deneyimler sonucunda, bulunduğu boyutun  Ruhsal Enerji frekansına ulaştırdığında, o boyutunda Evrimini bitirmektedir. Bu şekilde 7 Evrim Boyutu da tamamlandığında, Kaba Madde Düşünebilen, Evrensel Gerçekleri idrak eden ve Sonsuz yaşama hak kazanan Hakiki İnsan haline dönüşmektedir.

1. EVRİM BOYUTU : ENERJİ  EVRİMİ'dir.

Kaba Maddenin herhangi bir biyolojik beden kazanmadan önceki devresidir. Taş, toprak, su, mineral vs. şeklinde Farkındalığın başlaması için geçirilen Atalet-Devinimsizlik devresidir. Farkındalık, var olduğunun hissedilmesi-var olunduğunun idrakidir.

Enerji, Bu devrede atomlardan, atomların meydan getirdiği  moleküllerden oluşan Atomik Bedene sahiptir. Mikro Kaba Madde, fiziksel, elektriksel, kimyasal ve kozmik etkenlerin tesiriyle halden hale (Maddenin 4 haline) geçerek olaylara, bileşimlere, şekillere karışır, ayrışır, mekandan mekana, biçimden biçime dolaşarak sonsuz maceralara dalar.

Kaba Madde, Güneşimizden gelen Enerjilerden, Doğal Kozmik Akımlardan, Evrensel Bütünün bilinçli yansıttığı Kozmik Porlardan, Dünyamızın doğal yörüngesi icabı  girilen galaktik ortamların manyetik rezonanslarından ve çevresinde yaşayan İnsanlardan yansıyan enerjilerden  etkilenerek vibrasyonunu arttırır ve enerjisini yoğunlaştırır. Öyle bir nokta-öyle bir an gelir ki farkındalık oluşur. Enerji kendinin, var olduğunu fark eder.

Enerji var olduğunu idrak ettiği an, Doyumunu tamamlamış ve Biyolojik hücre ile birleşebilecek duruma gelmiştir. Artık Enerji bir (Biyolojik) Hücrenin içinde yepyeni tecrübeler ve değişik bir yaşam mücadelesinin başlangıcındadır. Enerjinin Doyuma ulaşması 7 Evrelik bir zaman sürecinde olmaktadır. Yani 1.Evrim Boyutu 7 katmandır.    

"Bu Enerji Evrimleri, bulundukları Boyutların Evrimsel Aşamaları ile, sonraları Taş - Toprak - Kum - Ateş - Su - Nebat - Hayvan Formlarını oluşturarak, Son Evrim Sınırına kadar ulaşabilecek bir Enerji Formunu takip ederek bir Skalaya ulaşmıştır. Ve bu Son Boyut Bütünlenmesi İnsanda Tecelli bulmuştur." ( Bilgi Kitabı Fas.39-Sh.534 için tıklayınız.)

2. EVRİM BOYUTU : HÜCRE EVRİMİ' dir.

Hücre Evrimi, Biyolojik Bedene sahip olarak yürütülen Evrimin başlangıcıdır. Doyumunu sağlamış Atomik Enerji ile Hücre birleştirilir. Yani Atomik  Enerji, Hücre Gen şifresi ile aşılanır. Enerjinin Hücre ile Evrimi başlar. Hücre mini bir kompitur, Tanrısal bir  güç düğümüdür. Kozmik rezonansları etkisiyle Hücre, içinde bulunduğu fiziksel ortam içinde yaşadığını, varlık olduğunu idrak eder, var olmanın hazzını algılar, hücre şuuru gelişir. Kaba madde ortamında yaşam için mücadele etmesini, fiziksel ihtiyaçlarını karşılamayı, kendini savunmayı, çoğalmayı, kendini yenilemeyi öğrenir.

"Varoluş, Amino asitlerin Hücresel Birleşimi ile meydana gelmiştir. Bu Amino asitler,Toprak ve Suyun, Çamur halinden Organizmaya dönüşümüdür. Yani Tek Hücre bu şekilde Evrim Planına tabi olarak oluşmuştur.

 

İşte bu Tek Hücre Evrimini yaptığı müddetçe Tekamül Planına alınmış ve bu şekilde Hücre Şuuru gelişmiştir. Gelişen Hücre Bilinci, Canlıyı Var etmiştir." ( Bilgi Kitabı Fas.11-Sh.127 için tıklayınız.)

Birey olarak yaşayan, ruhsal enerjisine sahip çıkarak kendini yenilemeyi öğrenen Hücre, birden fazla hücreden meydana gelen bedenlere birleştirilir.

Hücre, diğer hücrelerle birlikte yaşamayı, iş birliğini, müşterek yaşam mücadelesini, iletişimi, görev taksimini, görev taksimine uygun olarak şekillenmeyi, merkezin verdiği talimatlar doğrultusunda hareket etmeyi öğrenmekte, çoklu hücrelerden meydana gelen çeşitli bitki bedenleriyle aşılanarak  değişik ortamlarda, değişik şekillerde, değişik zamanlarda, sonsuz maceralar yaşayarak tecrübe kazanır, frekansını, enerjisini, şuurunu  yükseltir.

Daha sonra Bu Enerji, gittikçe büyüyen Beyne sahip Hayvan bedenleriyle aşılanır, milyarlarca hücreden meydana gelen Bedene, Beyin gücüyle hakim olma çalışmaları, zorlu kaba madde ortamında  hayatta kalabilme, topluluk içinde yaşama, ihtiyaç karşılama, yardımlaşma, üreme mücadelesi, açlık tokluk vs. dersleri öğrenilir. Beyin geliştikçe akıl ve şuur gelişmekte, verilen kararlar ve neticelerinden ders alınmaktadır.

Bu mücadele de galibiyetler ve mağlubiyetler yaşanmakta, acılar ve sevinçler olmakta, benlik duygusu-şahsiyet kavramı ortaya çıkmakta, toplu yaşam ve toplu yaşamın içindeki kendi yeri hakkında tecrübeler edinmektedir. Yaşam için güç ve mücadele gerektiğini öğrenmekte, gücün kudretini ve nimetlerini tanımaktadır.

Genel olarak Hayvan bedeniyle Evrim, Yaratıcılığın yani Tanrısal özelliğin, diğer deyimle Tanrısal kabiliyetin keşfine kadar sürmektedir. Bedensel kabiliyetin yetmediği bir olayda-ortamda, başka bir maddenin yardımını düşünebilmek ve başka bir maddeyi yardımcı olarak kullanabilmek, Yaratıcılığın-Tanrısal Gücün keşfidir.

Hücrenin çeşitli biyolojik Bedenlerle bütünleşerek, İnsan Bedenine geçmeye hak kazanması da 7 Evrelik bir  süreçte olmaktadır. Yani 2.Boyut Evrimi de 7 Katmanda tamamlanmaktadır.

3. EVRİM BOYUTU : DÜNYA' dır.

İnsan bedeniyle Evrim yapmaya hak kazanan enerji, II.Evrende var olan Adem-Havva'ların, gen ve bedensel enerjileriyle aşılanarak Dünya üzerinde İnsan Bedeni içinde Evrime başlar.Yukarıda özetlenen 1.Evrim Boyutu ve 2.Evrim Boyutu Evrimleri de Dünyamızda yaşanmaktadır. Dolayısıyla Dünya, 1.Evrim Boyutu, 2.Evrim Boyutu ve 3.Evrim Boyutu varlıklarının birbirlerini görerek ve etkileyerek yaşadığı bir Gezegendir.  

Dünyamızda yani 3.Evrim Boyutunda biyolojik bir bedenle yaşanır. Dünya, Kaba madde ortamıdır. Dünya sıfır frekanstır. Burada Beden kazanıldığında eski bilgi ve tecrübelerin tümü  unutturulur. Dünyada İnsan silinmiş hafıza yaşar. Geçmiş yaşam kayıtları, İnsanın Öz'ünde  mevcut olduğu halde İnsan bu bilgilere hiç bir zaman net olarak ulaşamaz. Frekansınızı yükselttiğiniz kadar eski bilgi ve tecrübelerin dürtülerine sis içinde ulaşırsınız.  Dünya Sis ortamıdır. Ulaşılan Bilgiler ve Sonuçlar hep flu'dur. Net değildir. İnsanlar  kendi bilinç ve idraklerine göre verdikleri doğru-yanlış kararlar sonucunda kendi subjektif gerçeklerine ulaşırlar.

Dünya, aynı zamanda Dualite boyutudur. Dünya'da her şey zıddı-tersi ile birlikte bulunmaktadır. Dünya, izafi-subjektif bir alandır. Yani Gerçekler, Herkesin mevcut Bilgi ve Bilincine göre değişiktir. Herkesin Gerçeği kendi Gerçeğidir.

Dünya aslında 24 saat açık olan bir okuldur. Dünyada var olan herşey öncelikle İnsanlar, hem öğrenci hem de öğretmendir. Dünya önce Ahlaki Esasların, Sevginin, Saygının, Hoşgörünün, Sabır ve Tevazu' nun öğrenildiği, sonra da İlim-Bilim ve Disiplin yoluyla Bütünün ve Bütüne Hizmetin idrak edildiği bir Bilinç Okuludur. Dünya da tatbik edilen öğretim sistemi, Tanrısal Sistemdir.

Yani Dünyada İnsanlar Tanrısal Bilinçle şartlandırılarak, Dinsel doktrinlerle yetiştirilmektedir. Öğretim metodu ise Tedriç Nizamıdır. Yani İnsani Bilinçlerin gelişmesine göre Bilgiler ve Gerçekler yavaş yavaş aktarılmaktadır. Dini doktrinler, İnsanın Özünü-kendini tanıması için bulunmuş en kısa metottur.

 

"Size son ve kesin bir söz: REENKARNASYON VARDIR ve Bu değişmez bir Yasadır."( Bilgi Kitabı Fas.18-Sh.226 için tıklayınız.)  3.Boyut Ölüm boyutudur. Dünyada doğan Herkes Ölümü tadar. Dünya aynı zamanda Reenkarnasyon bölgesidir. Yani Dünyada Bilinç Evrimine başlayan kişiler defalarca yeni doğuşlar yaparak, tekrar tekrar Dünyaya gelerek, Evrimlerine devam ederler. Hiç kimse tek bir yaşam sürecinde Dünya Evrimini bitiremez.

Dünya'da İnsan Ruhsal Enerjisine, Gümüş Kordon denen Enerji ipliğiyle, Beyninin odak noktasından bağlı olarak bulunur. Bedenin yaşamasını sağlayan Ruhsal Enerjidir. Ruhsal Enerjinin kesilmesi fizik bedenin ölümüdür.

Ölüm sinyali çalan her İnsanın durumu, Hami dostları, Ruhsal ve Rabsal Boyut tarafından tetkik edilir, Evriminin neresinde olduğu, neler yaptığı, neleri yapamadığı, görevini bitirip bitirmediği, başkalarının ona ihtiyaç derecesi, ek bir süreye ihtiyacı olup olmadığı gözden geçirilir. Müşterek karar göre, kişinin Hayatı bitirilir veya kendisine ek bir yaşam süresi daha verilir.

Biz Ölen kişinin yok olduğunu zannedersek de, Ölen kişi aslında çok seyyal bir maddeden yapılmış Eterik-Işık veya enerjisel  Bedenle Spadyum denen bir Bölgeye çekilir, Spadyum ile Dünya arasında defalarca gide gele 3.Boyut Evrimini tamamlar.

 

Not.  Dünya boyutunda tatmak zorunda kaldığımız Ölüm aslında bir aldatmacadır. "Göçüşünüzü bir Son olarak kabul ederseniz, yanılırsınız. Zira Göçüş, Yeniden Doğuştur. Bu Doğuş, kazandığınız Boyut Ortamında olmaktadır."( Bilgi Kitabı Fas.16-Sh.191 için tıklayınız.) Gerçekte Ölüm diye bir şey yoktur. Çünkü var olan Enerji hiçbir şekilde yok edilemez. Enerji sadece Şekil değiştirir. Ölen (İşlevini kaybeden) yaşarken kullandığımız bir Araç-Elbise olan Fizik Bedendir. Fizik Beden kalıbının içinde yaşayan gerçek Biz, yani Öz, Ölümsüzdür.

 

Ölüm anında her şey aydınlanmaya ve parlamaya başlar. Kaba madde yoğunluğundan çıkılır, hafifler ve yükseliriz. Derin bir mutluluk, huzur ve asudelik hissedilir.  Ucunda parlak bir Işık olan tünelden hızla çıktığımızı, Hami dostlarımızın ve yakınlarımızın  mevcudiyetini algılarız. Çevrede olan biten herşeyin farkında oluruz. Ancak Dünya maddesine yani kaba maddeye etki edemeyiz. Tüm Bilincimize, bilgimize ve tecrübelerimize sahip  Işık küresi olduğumuzu algılarız. Toprağa değdikten sonra her şeyin Beyaz Işık tonları olarak algılandığı bir Enerji Aleminin içine  çekiliriz yani ışınlanırız. Şayet 3.Boyut Evrimini  bitirmemiş isek ait olduğumuz spadyum katmanına çekiliriz. 3. Boyut Evrimini tamamlamış isek 4.Boyuta ışınlanır ve anında 30 yaş Bedenimizin içinde  ayağa kalkarız.

3.Boyutta kalması gereken yani Dünya Evrimine devam edecek olan kişi, Ölümünden hemen sonra mevcut Bilinciyle fakat Eterik Bedenle-ortaya çıkmaktadır.  Eterik Beden, Dünya gözüyle görülmemekte, Dünya maddesine  etki yapmamakta, Maddeyi tutamamakta, Maddenin içinden geçmektedir. Ölüm sırasında, ölen kişi fizik bedenin ağırlığından kurtulmuş olarak dışarıdan her şeyi görmekte, algılamakta ancak yakınlarına-sevdiklerine ölmediğini, yanlarında olduğunu, bildiğimiz fiziksel etkilerle anlatamamaktadır.
Dolayısıyla Ölen kişi artık kaba madde Dünyasının kendi yeri olmadığını anlar. Ölen kişi, fiziksel olarak öldüğünü tam olarak idrak ettikten sonra (Genelde Fizik Bedenin toprağa temasından sonra) Spadyum tarafından çekilmekte, İnsan kendini karşılayan Hami dostlarıyla-Yakınlarıyla beraber Spadyum' un kendi frekansına uygun katına ulaşmaktadır. Orada geçmiş yaşantısını Rehber varlıklarla beraber irdelemekte, aldığı ve alamadığı dersleri gözden geçirmektedir.

Dünya'da Bedenli iken yaptıkları kendi Vicdanında kötü izler bıraktıysa üzülmekte, pişman olmaktadır. Eğer İnsanın negatifleri fazla ise uzun süre dinlendirilerek, yeni enerji takviyeleri yapılarak arındırılmaktadır. İnsanın yaptıkları olumlu ise sevinç ve mutluluk duymakta, Üst Varlıklar tarafından daha ileri seviyeler için bilgilendirilmekte ve hazırlanmaktadır.

"Cennet, cehennem, Cin, Peri, Seytan yoktur." ( Bilgi Kitabı Fas.10-Sh.120 için tıklayınız.)   Spadyum da, alevlerin ve zebanilerin yer aldığı bir Cehennem ile Hurilerin içki sunduğu, Mensuplarının yan gelip yattığı bir Cennet bulunmamaktadır. Ancak bunlara veya başka şeylere inanarak yaşayan bir İnsan öldüğünde, İnandığı ortam çevresini sarmaktadır. Rehber varlıkların ve Yakınlarının telkinleri sonucunda, Bu ortamı kendi zihninin yarattığını algılayarak uyanması -Bilincine bağlı olarak- uzun bir süre almakta, Kişi de Evrim yolunda zaman kaybetmektedir.

Aynı şekilde İnsanlara kötülük yaptıran Şeytan-Cin-İblis diye adlandırılan varlıklar da yoktur. Dünyamızdaki Evrim, Pozitif tesirlerle ve Tanrısal  öğretilerle eğitilerek yapılmaktadır. İçinde bulunduğumuz Heplik Boyutu, bir Dualite boyutudur. Her şeyin bir zıddı vardır. İnsan Dünya'da Pozitif ve Negatif tesirlerle iç içe yaşamaktadır. Tanrısal öğretilerle Evrim yapan İnsanların, Negatif tesirlere girmemesi için, Negatif tesirlerden uzak durması için, Negatif tesirler (Dini öğretiler kanalıyla) Cin ve Şeytan tesiri olarak tanıtılmıştır.

 

"Dünya Planında Evrim geçiren her Bedenlinin Doğumu ile beraber kendi Öz Bilincine bağlanan Özel bir Evrensel Disketi vardır. Ve bu Disket her Nefesinizde, yani her anınızda oluşan Düşüncelerinizi kayda alan bir Düşünce Bankanızdır."( Bilgi Kitabı Öz.Ek.5-Sh.866 için tıklayınız.)  Varlık, ilk olarak İnsan bedeniyle Dünya'da beden kazandığında Ruhsal Boyut tarafından kendisine bir disket-bir arşiv açılmakta, İnsanın tüm yaşamı anında buraya kaydedilmektedir. Bunlara Akaşik kayıtlar denmektedir.  Akaşik kayıtlara paralel olarak İnsanın yine yaşamı, hücresel olarak da anında Beyin hücrelerine kaydedilmektedir. İnsan Dünya'da beden kazandığında, Beyin hücreleri tüm geçmiş yaşamlarının bilgilerini ihtiva etmekte ancak Bıngıldak kapandığında, bu kayıtlar sislenmekte sadece hücresel vibrasyon olarak İnsanı etkilemektedir. İnsan frekansını-bilincini yükselttikçe, perde arkasından da olsa bu bilgilere flu olarak ulaşabilmektedir. İnsan, Dünyada eski evrim frekansına ulaştıktan sonra  rehber varlıklardan ve üst boyut varlıklarından çeşitli yardımlar görerek, bir üst tekamül boyutu için, insanlarla ve olaylarla çalıştırılmakta ve yanılgılarla imtihan edilmektedir.

 

İnsan bedeniyle Evrim yapmaya hak kazanan enerji, II.Evren varlıkları  olan Adem-Havva'ların, gen ve bedensel enerjileriyle aşılanarak Dünya üzerinde  beden kazanarak Evrime başlar. İnsana, Gen ve Bedensel enerjilerini aşılayan, Adem-Havva'lar, O İnsanın Yüksek Benliğidir. Her yüksek Benlik aşı verdiği İnsana, Gümüş tel denen ruhsal enerji kanalıyla  bağlıdır ve O İnsanın tüm  yaşam kayıtları, Ruhsal Enerji ipliği üzerinden hem Akaşik kayıtlara, hem de Yüksek Benliğe anında iletilir. "Bizler Sizin ilk Anne ve Babalarınızız. Bizlerden neden korkuyorsunuz? Bir gün Siz de Bizim gibi olacaksınız. Bizler Adem ile Havva isek, Sizler de Bizlerin çocukları, torunlarısınız." denmektedir. ( Bilgi Kitabı Fas.11-Sh.129 için tıklayınız.)

 

Yüksek Benlik bağlandığı İnsanın, her anını hissetmekte, onunla birlikte bütün duygu ve tecrübelerini yaşamaktadır.  Yüksek Benlik aynı zamanda bağlandığı İnsanın yapmasını istediği işlere doğru sevk etmek için tesirler-impulse' lar gönderir. Böylece  Yüksek Benliklerimizde Kaba madde alemlerini tanımakta, sınamakta ve deneyim kazanmaktadır. Dinsel doktrinlerde yer alan "Yaradan size şah damarınızdan daha yakındır." cümlesinin anlattığı budur. Uzun deneyimler sonucunda kademe kademe Bilinç kazanan Öz'ümüz, yani Biz her zaman içimizde bulunan Yüksek Benliğimizle, bire bir temas kurabildiğimizde Evrim bitmektedir. Diğer bir anlatımla Öz'ümüzün ve Fizik Bedenimizin frekansı, Bizleri yaratan  yaratan Yüksek Benliğimizin frekansına ulaştığında Evrim bitmektedir.

Ruhsal Bilgilerde, İnsanın kendini tanıması, İnsanın Özüne ulaşması, İnsanın Yüksek Benlik olması cümleleriyle izah edilen husus budur. İnsan, frekansının yüksekliği ve bilincinin açıklığı nispetinde, Yüksek Benliğinden gelen dürtüleri, Öz istek veya Vicdan sesi olarak olarak algılamaktadır. Vicdan dediğimiz, Karşı Koyulmaz İstek dediğimiz bu dürtüler, İnsanı Doğrulara, Mutluluğa, Gerçek Evrim dersleri alacağı Olaylara ve Ortamlara sevk etmeye çalışmaktadır.

Onun için Dünya ortamında Vicdan rehber, Akıl yolumuzu aydınlatan fener'dir. Aklı,Vicdanı ve Algılarımızı yükselten-kuvvetlendiren  Bilgi ve tüm mevcudata duyulan karşılıksız Sevgi'dir.

Not. Her Varoluş, yarattığı Varoluşa görünmez Enerji Telleri ile bağlanmış, O Varoluşun Vicdanı ve Yüksek  Benliği olmuştur. Adem ve Havva'lar, yarattıkları İnsanoğullarına görünmez Enerji Telleri ile bağlanarak Onların Yüksek Benliği olmuşlardır. Adem ve Havva' ları yaratan (Adım-Havam-Ateşim) lerde, Adem ve Havva' lara bağlanarak Onların Yüksek Benlikleri olmuşlardır. Bu Zincirleme bağlanış Evrensel bir Mekanizmayla Sonsuza kadar sürmekte, tüm Kainat Varlıkları, birbirine bağlı bulunmaktadır. Bu Sistemle, Yüksek Ben' ler, yarattıkları Varlıklara Şah Damarından daha Yakın olmuşlardır

Ruh ve Madde yayınlarından olan SADIKLAR PLANI-RUHSAL TEBLİĞLER adlı Kitabın 668.ci Sh.de, Kainattaki Tüm Varlıkların birbirine "YÜKSEK BENLİK" şeklinde olan bağlantısı "KUKLACI" misaliyle şöyle anlatılmaktadır. "...Beden, şüphesiz bir Kukladır. İpleri Yüksek Ben-Ulvi Ben, kısaca Ruhi Ben'in elindedir. Kuklanın hareketleri, Kuklacının parmaklarına takılı bulunan İPLERLE temin edilir. Kuklacının parmakları, kolları, adaleleri, sinirleri vasıtasıyla Beyni tarafından idare edilir. Beyin yani Kuklacının Beyni, gene Onun Yüksek Benliğine bağlıdır. Yani Kuklacı da kendi Yüksek Ben'inin bir kuklasıdır. Bu bağlılık EVRENSEL BİR MEKANİZMA içersinde SONSUZA kadar gitmektedir...."  (Sadıklar Planı Sh.668-669 / Okumak için tıklayınız.)

 

Kapalı hafıza-silinmiş hafıza ile yapılan Dünya Evrimi çok zor bir Evrimdir. Onun için İnsanlar burada hiçbir zaman yalnız bırakılmazlar. İnsanın çevresinde anne, baba, arkadaş, dost, çalışma arkadaşı vs. şeklinde Fiziksel Bedenli, kendisiyle aynı ortamda yaşayan  Koruyucuları ve Öğreticileri olduğu gibi, Herkesin en az 2 tane de Ruhsal Plandan görevli Hami Dostları bulunmaktadır.

 

Ruhsal Plandan görevli Hami Dostlar  İnsana görünmez. Ancak İnsan frekansının yüksekliği derecesinde Onları hisseder. İnsanın Evrimine ve yapacağı Dünya görevinin önemine göre, bu kadrolar daha da kalabalık olabilir. Ruhsal Plandan görevli  Hami Dostlar, her zaman eğittikleri İnsanın yanındadır. Hami Dostlar, İnsanın hür iradesine hiçbir zaman karışmazlar, sadece  Kaderi planına, Karmasına, Görevlerine ve Evrimine uygun yolu telkin ederler, Sevgi, Sabır ve Moral tesirleri gönderirler, koşulsuz destek ve sevgi iletirler.

İnsanlar, verdikleri kararların ve yaşadıkları olayların sonuçlarıyla hem kendileri bir şeyler öğrenirler, hem de başkalarına bir şeyler öğretirler. Karşımıza gelen-çıkan sonuçlarda doğru-yanlış yoktur. Hep Ders vardır. Aldığı Dersi idrak edene, O ders tekrarlanmaz. Onlar yeni Derslere geçerler. Ancak alınan Ders idrak edilemezse, olay şiddetlenerek tekrar eder.

 

Yine anlaşılamazsa fırtına olur, Dersi alamayanı-anlamayanı yerden yere vurur. İdrak edilemeyen Derse, KARMA denir. Karma idrak edilinceye kadar otomatik olarak tekrar eder. Olaylardan Dersini alan Sakin ve Mutludur. Dersini alamayan sıkıntılı, mutsuz, arayış ve bilinmez baskı  içersindedir.

 

Dersleri idrak etmek-çözmek için AKIL ve VİCDAN lazımdır. Akıl ve Vicdan için BİLGİ lazımdır. Bilgi için okumak, araştırmak, sormak ve düşünmek lazımdır.

 

"Kaderiniz ise, Sizin Öz Çekirdeğinizin Evrensel Yazgısıdır . . . . . . . . . . . . Evrensel Yazgınız hiçbir zaman değişmez zannedersiniz. Ancak bazı zorunlu hallerde, onu değiştirmek Sizin elinizde değildir ; ama Evrensel Planın Emirleri onları değiştirebilir."( Bilgi Kitabı Fas.13-Sh.156 için tıklayınız.)

 

Yukarıdaki cümlelerden anlaşılacağı üzere Kader, Öz Çekirdeğimize yani Öz'ümüze yazılan Evrensel  programdır. Dünyada beden kazanmadan önce Spadyum katmanlarında iken, Evrim seviyemizi yükseltmek için, gerekli dersleri alabilmemiz için, ihtiyacımız olan yeni yaşam yeri, seviyesi, şekli, ortam ve bazı olaylar eğiticiler-hami dostlar ile  birlikte planlanır. Ve bunlar Öz'ümüze programlanarak yazılır. Bunlar yeni beden kazanmamızdan sonra mutlaka yaşanacak ve gerekli dersler alınacaktır. Bu yazılanları Bizim kendi kararlarımızla değiştirmemize imkan yoktur.  İşte bu yapılan program Kader'dir. Bunların haricinde Dünya'da iken başımıza gelen herşey  kendi kararlarımız ve kendi tercihlerimizdir. Biz Kader'imiz değiştiremeyiz ancak Bizi her nefeste takip eden ve denetleyen, Ruhsal ve Rabsal Boyutlar, gerek görürlerse Bizim Kader programımızı değiştirebilmektedirler.

 

Kapalı hafıza ile Dünya üzerinde  Evrim yolculuğunda olan  İnsanlığa, Ruhsal ve Rabsal Boyutlar, 7 kanaldan Enerji ve Bilgi yansıtırlar. Ana kanal olan Alfa kanalı, Rab kanalıdır. Buradan tüm İnsanlığa Dini doktrinler, Arındırıcı tesirler, Ahlaki bilgiler, Sevgi ve Hoşgörü dalgaları, çeşitli İlmi ve Sosyal Bilgiler yansıtılır. Bu Tesirler ve Bilgiler, dünya kulaklarıyla işitilmeyen ancak içeriden hissedilen, altıncı hislerle algılanan dürtülerdir. İnsanlar, bu bilgi ve dürtüleri frekansları seviyesinde algılar, karşı düşünce üretir, bilincine göre tatbikata alır.

 

Beyinlerde üretilen her düşünceye uygun tamamlayıcı ek tesirler ve bilgiler,  yine bu kanallardan o kişiye sevk edilir. İnsanların, Düşünce zinciri oluşturması sağlanır. Bu şekilde İnsanlara ihtiyaçları olan Bilgiler aktarılır ve Yönler gösterilir. (Her Bilgi, enerji taşır. Her Enerji de Bilgiye sahiptir.) İlim, Bilim, Sanat, Düşünce, İcatlar, Moda, Sosyal yaşamda değişikler yapan tüm yenilikler İnsanlığa bu şekilde ulaştırılmaktadır. Nitekim Bilgi Kitabı "...olmayan bir seyi asla Düşünemezsiniz." demektedir. ( Bilgi Kitabı Fas.5-Sh.50 için tıklayınız.)

 
Her Evrim Boyutu kendi içinde 7 katmandır.  3.Evrim Boyutu olan Dünya Evrimi de 7 katmandır. İnsan Dünya ile Spadyum arasında (Ölüm ve yeniden doğuşlarla) gide gele Spadyumun 7 katmanının Evrimini yapar. Başlangıçta, Ölüm ile Spadyuma geçiş, arkasından Dünya da yeniden beden kazanmalar  otomatik programlarla yapılır. İlk bilinç ışığı alındıktan sonra, daha bilinçli yaşam seçimleriyle, önceden çizilen kaderi planlarla ve yaratılan karmalara uygun yaşam programlarıyla yönlendirilir. Evrim yolunda fevkalade başarılı olan bir İnsan dahi, 3.Boyut Dünya Evrimini bitirmek için minumum 7 kez bedenlemek durumundadır.

3.Evrim Boyutundaki 7 katman şunlardır. Yani Spadyum'un 7 katmanı şunlardır.  1-Bilinçsizlik Katmanı : Teşevvüş yani karışıklık ortamıdır. Burası Yüzer enerji havuzudur. Buradaki Varlıklar Ölümlerinden sonra ne olduklarını, nerede olduklarını henüz kavrayamazlar. 2-Şuurlanma Katmani : İlk Evrim ışığı alındığında ulaşılan katmandır. 3-Bilinç Katmanı. 4-İdrak Katmanı. 5-Şekil İbadeti Katmanı. 6-Gönül İbadeti Katmanı. 7-Bilinç İbadeti Katmanı.

Dünya'da sadece, 3.Boyut Dünya Evrimi yapmakta olan  İnsanlar beden kazanmaz. Çeşitli Sistemlerde Evrim boyutlarını bitirerek, Hakiki İnsan olmuş Varlıklar da, Dünya İnsanlarına yardım için, İnsanlığı irşat etmek için, İnsanlığa ileri teknolojileri ve ilmi bilgileri yakın plandan aktarmak için görev bilinciyle  Dünyada beden kazanırlar.

Dünyamız Evrim yolunun ilk giriş kapısı ve  son çıkış kapısıdır. Bunun anlamı şudur. Heplik Boyutu Evrimini bitirmeye aday İnsanlar da, son defa Dünya'da kapalı hafıza ile bedenlenerek, Bütüne  ve İnsanlığa Hizmet imtihanlarını (Buna Bakalorya imtihanı denir) Dünya'da başarıyla vermek vermek zorundadır.

İnsanoğullarını yaratan Adem ve Havva'lar da, İlk dönemlerde  Dünya'da bedenlenerek, İnsanlarla birlikte yaşamışlar ve onları etkilemişlerdir. MİTOS efsanelerinin çıkış kaynağı bu birlikte yaşanan dönemlerdeki olaylardır. Bu dönemlerdeki bazı Adem ve Havva' lar ise, Dünya'da uzun süre bedenli kaldıkları için Tanrısal enerjilerini çekemeyerek Tanrısal güçlerini kaybetmişler ve kapalı hafıza nedeniyle girdikleri çeşitli Karma' lar sebebiyle de Dünya' da muhtelif reenkarnasyonlar yaşamak zorunda kalmışlardır. Bunların bir kısmının hala Dünya'da olduğu bildirilmekte ve bunlara Kök Irk tabir edilmektedir.

İnsanın sahip olduğu fiziksel Beden, İnsanın yaşadığı ortamın Doğal koşullarından etkilenerek değişikliğe uğramakta ve zaman sürecinde o ortama en uygun hale ulaşmaktadır. Bu değişime Mutasyon denmektedir. İnsan Bedeni bugünkü mükemmel şekline  mutasyonla birlikte, Dünya dışından aşılanarak (Dünya dışından yapılan Genetik çalışmalarla) ortaya çıkmıştır. Bilgi Kitabı, İnsanlığın bugünkü Şekle  ve Bilince ulaşmasında, Mutasyon'un  ve Aşılama' nın büyük rol oynadığını belirtmektedir. Bugün Evrimini bitirmiş bir İnsanın, en az 150-200 değişik Gen'lerle aşılanmış olduğu açıklanmaktadır. Şu anda Dünyada Beden kazanmış olan her İnsanın da, istisnasız olarak Musa, İsa, Muhammed, Mevlana, Beyti Dost ve Dost Kadri isimleriyle tanınan 6 Yüce Bilinçten alınan Genlerle birebir aşılandığı bildirilmektedir. Aşılanmanın en basit yolu da Tanrı Oğulları ve Kızlarının (Kök Irk' ın) Dünya İnsanlarıyla evlenmesi şeklinde olmuştur.

Not.1- Akaşa Yayınlarından olan P'TAAH(2) adlı kitabın 169.Sh.de Pleiades Yıldızından gelen Uzaylı Varlık " İnsanlık Yıldız-Tohumludur ve Sizin zamanınızdan çok uzun devirler önce bir hayli GENETİK mühendislik yapılmıştır." demektedir.

Not.2- Akaşa Yayınlarından OMNİ adlı kitabın 121.Sh.de " Son derece gelişmiş toplumlar buradaki (Dünyadaki) türlerle çiftleşerek gezegende yeni ırkların ortaya çıkmasını sağladılar." denmektedir.

Not.3- Musa Peygambere indirilen Tevrat'da (Tekvin 6-2) " Allah'ın oğulları Adam kızlarının güzel olduklarını gördüler ve seçtiklerinden kendilerine karılar aldılar." denmektedir. [ Tevrat (Tekvin 6-2) okumak için tıklayınız. ]

Heplik Boyutu içersinde Bilinç Evrimi 2 temel Bilinç esasında yapılmaktadır.

1. temel Bilinç = Pozitif Bilinç' tir. Pozitif Bilinç Bütüne hizmet Tanrıya hizmettir  felsefesiyle hareket eder. İnsanın Ego'su, eğitim ve öğretiyle azaltılır. Benlik değil Biz'lik öne çıkartılır. Şahsiyet kazanan, Güç kazanan ve Bilinçlenen İnsanın, ulaştığı güç, bilgi ve imkanları, Toplum lehine kullanması, Bütüne yararlı olacak tarzda kullanması esastır. Kısaca Pozitif Bilinç, ulaştığı gücü, imkanı ve bilgiyi, Biz'lik yolunda kullanan Bilinçtir.

 2. temel Bilinç = Negatif Bilinç' tir. Negatif Bilinç Kendime hizmet Tanrıya hizmettir  felsefesiyle hareket eder. Bütün değil Benlik öndedir. Negatif Bilinç, Güç ve kudretini arttırma, isteklerine ulaşma yolunda, kademe kademe tüm yolları mübah görür. Negatif Bilinç, maddeye ve mevcudata, kandırarak icab ederse  zor kullanarak hakim olur, onları kendi istekleri doğrultusunda kullanır. Ne kadar çok maddeyi ve mevcudatı kontrol altına alarak, kendi emellerine hizmet ettirirse o kadar başarılıdır. Kısaca Negatif Bilinç, ulaştığı gücü, imkanı ve bilgiyi, Benlik yolunda kullanan Bilinç'tir.

Dünya'da Evrim yapan İnsanlar Pozitif ve Negatif kanallardan gelen, enerji ve bilgi tesirleriyle  iç içe yaşarlar. İnsanlar kendi Bilinçlerinin seçimine göre, istediği temel bilinç yolunda hizmet edebilirler. Tanrısal doktrinlerle yapılan Evrim, Pozitif Bilinç temelindedir. Ancak Hür iradeye saygı nedeniyle, Dünya'da Negatif Bilince eğilimi olan İnsanlarda, Negatif Boyutun görevlileri tarafından serbestçe eğitilirler.

Negatif Bilinç yolunda ilerleyen bir İnsana, kendi arzusu olmadan, Pozitif Boyut varlıkları hiçbir şekilde müdahale edemezler. Aynı şekilde Pozitif Bilinç yolunda ilerleyen bir İnsana da, özgür iradesiyle istemediği takdirde hiçbir Negatif Boyut varlığı müdahale edemez. Bu nedenle 3.cü Evrim Boyutunda olan Dünyamız da, Pozitif Bilinç ile Negatif Bilince sahip İnsanlar karışık durumdadır.

Biz fark etmesek de, Evrensel Denge gereği, Dünya üzerindeki Pozitif ve Negatif Bilinçler, her devirde eşit durumdadır.

 

Ayrıca Pozitif Bilinç farkındalığı ne kadar yükselirse, Negatif Bilinç farkındalığı da o kadar artmaktadır. Veya Negatif Bilinç farkındalığı ne kadar artarsa, Pozitif Bilinç farkındalığı da o kadar yükselmektedir. "Çünkü her Varlık zıddı ile Evrimini tamamlamaktadır. Ve bu eşdeğer bir terazi ölçüsü olduğundan Uyanan her Güçlü Vicdanın karşısında aynı Güçte bir Menfi Vicdan yükselecektir."( Bilgi Kitabı Fas.24-Sh.299 için tıklayınız.) Yani Negatif veya Pozitif  Bilinçteki bir gelişme, otomaktikman karşı Bilinci aynı derecede geliştirmektedir. Ve Denge hiç bir şekilde bozulmamaktadır.

Dünyada iç içe yaşayan  Pozitif ve Negatif Bilinçler, 3.Boyut Evrimlerini bitirdikten sonra 4.Boyut Evrim Boyutunda ayrılırlar. 3.Boyut Evrimini bitiren İnsanların Bilinç eğilimleri Negatif Bilinç ise, Negatif 4.Boyut Gezegenlerine transfer edilirler. Bilinç eğilimleri Pozitif Bilinç olanlardan 4.Boyuta geçmeyi hak edenler ise Dünya'daki 4.Boyut frekans sahasına ışınlanarak Beden kazanırlar. Zira Dünyamız üzerinde bulunan 4.Boyut Pozitif Bilinçlerin yer aldığı Boyuttur. 

Negatif Bilinç Boyutlarında Evrim yapan bütün varlıklar, Galaksilerinin en üst yöneticileri dahi olsa, Heplik Boyutu Evrimini bitirebilmek için Vahdet bilincine ulaşmaları ve Bütüne hizmet temel bilincine dönmeleri şarttır. Bu şekildeki varlıklar da, Bakalorya imtihanları için Dünya'mızda bedenlenip kapalı hafıza ile, SİSTEM' i yani Allah'ın Birliğini tanımak ve Bütüne gönülden hizmet etmekle yükümlüdür. Bu nedenle Dünyamız tüm Doğal Gürz varlıklarının Çıkış Kapısı olmaktadır.

Bilgi Kitabı'nın belirttiğine göre Dünya 2000 yılından sonra tamamen 4. Boyut titreşim sahasına geçecektir. 4. Boyuta geçmeyi hak eden İnsanlar Ölümlerinden sonra 4.Boyut titreşim sahasına alınacaklar ve Dünya'daki 4.Boyutu kuracaklardır. 4.Boyut frekansına uyum sağlayamayan 3.Boyut İnsanları da, yani henüz 3.Boyut Evrimini bitiremeyenler, beden terklerinden yani ölümlerinden  sonra kendi frekanslarına uygun diğer 3.Boyut gezegenlerine aktarılacaklardır.

Aynı şekilde Dünya'mızdan, Negatif 4.Boyut Evrimine  geçmeyi hak eden 3.Boyut İnsanları da, ölümlerinden sonra Dünyamız dışındaki Negatif 4.cü Boyut Gezegenlerine geçerek 4.Boyut Evrimlerine orada devam edeceklerdir. Zira Dünya üzerinde 2300 yılından sonra fiilen yaşanacak olan 4.Boyut ve diğer üst Boyutlar tamamen Pozitif Bilinçlerden oluşacaktır.

Bilgi Kitabı'nın açıklamasına göre, 3.Evrim Boyutu olan Dünyamız, sıfır frekansta 12.Enerji Boyutundadır. İnsanlar, Evrim yaparken bulundukları Evrim Boyutundan daha üst Boyutlara geçebilmeleri için, Üst Boyut Enerjilerine yavaş yavaş alıştırılmaktadır. Mesela, 3.Evrim Boyutunda iken, 9.Evrim Boyutunun 36. Enerji Boyutu enerjilerini alabilenler, yani bu enerjileri absorbe edebilen İnsanlar, 4.Evrim Boyutuna alınmaktadırlar. Çünkü bu enerjileri alan İnsanların bilgi, bilinç ve idrakleri de bu enerjilere paralel gelişmektedir.Bu husus bütün Evrim Boyutları için aynıdır. Yani bir üst Boyuta geçebilmek için, bulunduğumuz Evrim Boyutunun, 5 Boyut üstündeki Boyutun Enerjilerini  absorbe etmek lazımdır.

 

Dolayısıyla 3.cü Evrim Boyutu olan, sıfır frekans ve 12.ci Enerji Boyutunda bulunan Dünyamızda Evrim yapmakta olan İnsanlar, 9.Evrim Boyutunun ilk enerji katmanı olan 33.Enerji Boyutu enerjilerini absorbe ettikleri zaman, 3.Evrim Boyutu ve Reenkarnasyonlar bitmekte, O kişi ölüm zamanları geldiğinde, 4.Evrim Boyutu frekans sahasına ışınlanmakta ve 30 yaşındaki biyolojik beden içinde anında ayağa kalkmaktadır.

 

Not. Bazı toplumsal kültürlerde, İnsanların Dünya yaşamlarında sırasında belli kurallara uymamaları halinde ölümlerinden sonra Hayvan olarak Dünya'ya enkarne edileceği yolunda inanışlar mevcuttur. Bilgi Kitabı, tanrısal genlerle aşılanarak İnsan olmuş bir varlığın tekrar hayvan olmayacağı konusunda net ve açık bilgi vermektedir. "Artık Siz, bir Tanrı Bilinci taşıyan insansınız. Bir daha Hayvan olamazsınız." ( Bilgi Kitabı Fas.11-Sh.128 için tıklayınız.)

 

---------------------------------------------------------------------

 

4. EVRİM BOYUTU : CENNET' tir. ( Okumak için tıklayınız.)

 

5. EVRİM BOYUTU : KARENA' dır. ( Okumak için tıklayınız.)

 

6. EVRİM BOYUTU : ÖLÜMSÜZLÜK Boyutudur. ( Okumak için tıklayınız.)

 

7. EVRİM BOYUTU : HAKİKİ İNSANLIK KATI' dır.  ( Okumak için tıklayınız.)

 

 

 

B. 18 Boyutlu Evrim : ( Okumak için tıklayınız.)

 

C. Düz Üçgen Evrimi ve Ters Üçgen Evrimi : ( Okumak için tıklayınız.)

 

D. Yatay Evrim ve Dikey Evrim : ( Okumak için tıklayınız.)  

 

E. 1.ci Tekamül Kotu ve 2.ci Tekamül Kotu : ( Okumak için tıklayınız.)  

 

F. Alfa giriş-Omega Çıkış : ( Okumak için tıklayınız.)

 

G. 7 Kat Yer- 7 Kat Gök - 7 Kat Evren Bilgisi : ( Hazırlanmaktadır.)

 

H. Dini Miraç-Bilinç Miracı-Evren Miracı : ( Okumak için tıklayınız.)

 

I. Yüce Meclis : ( Hazırlanmaktadır.) 

 

J. Güneş Sistemleri : ( Hazırlanmaktadır.)

Yazım tarihi : 09.03.2012-Orhan Öz

 buzkom@gmail.com